kaç müddet böyle halsiz hareketsiz uyuyup kalmıştı yeşillikler içinde. O kadar canı rahat idi ki sanki en güzel bir yatakta yatmış gibi hissediyordu kendini
Huzurun olduğu yerde idi doktor hanım. Kaç günün yolculuğu artık arkada kalmisti. Bir daha Allahına seslendi :- koştura koştura yaşadım, durmak nedir bilmedi yüreğim, nefes nefese... Devamını Gör

Dün gece haberlerden bu tüyleri diken diken eden iki olayı gördüm .Bu olay bana seyrettiğim en esası uzun süre etkisinde kaldığım bir filmi hatırlattı. Filmin adını unutmuş olsam da zen ediyorum ki çoğu insan bu filmi seyretmis. Profesör Riçard'in köpeğininden,yani sahibi hayatını kaybettiğinden sonra düz 10 seneden çok bu vefalı köpe... Devamını Gör

Bir bayan hastalanır. Bütün doktorlar onun öleceğini hastaya söyleyince :vay be ben ne yüzle hakk dünyasına gideceğim? ben ki hiç kelimeyi şehadeti de bilmiyorum düşünüyor ve doktora der ki; benim ömrümü bir kaç ay uzat ki bazı vacip olan şeyleri geç de olsa öğrenmeliyim. Ve her gün doktor ona bazı şeylerde öğretmenlik yapıyor. Ve bir kaç... Devamını Gör

Mısır vilayetinde bir adam hastalanır ve doktorl ona der ki senin tedavi altına ala bilmem. Çünkü ömrüne sayılı günler kal
dı. Yüreğin çok berbat durumda. Bunu
duyan hasta ise yabancı ülkelere gitmekle şifasını bulmaya çalışıyor.Ama hangi hastahaneye gitse de aynı şeyi söylüyorlar. Fazla para sahibi olduğu için derki :belkim Londra'ya g... Devamını Gör

Doktor hanım gözlerini açtığında ,sağa sola zor dönerek hep rüyada görülen mekanı bulmak istiyordu. Lakin orası değildi. Hala gitmek zorunda idi. Ama
gözleri açılmak istemiyordu, ayakları da öyle yorulmuştu ki hatta vücudunda
bir titreyiş farkolunuyordu.
"Yok, ya " - kalbinde kendi kendine bağırdı. Gözün yumulur, baçaklar... Devamını Gör

Küçük bir kız dedi; ben çapuk büyümek, yuceboy olmak istiyorum. Aynen Editör Piaf gibi. Yanındaki adam böyle dedi; küçük hanım, sen düzgün söylemiyorsun, çünkü Editör Piaf hiç de yuceboy yok ,besteboy yani ortaboy bir bayan olup. Adama böyle cevap verdi küçük kız; --Sen düzgün konusmursun; çünkü annem hep bana Editör Piafin yucaliğndan kon... Devamını Gör

Sebahet hepsine haber vermişti ki yarın doktor hanım olan Meryem kasabanı terk etmek istiyor. Onun gideceğine göre Sebahet fena halde kızmıştı. Tüm millet doktor hanımı çok seviyordu. Onsuz yaşamalarını hiç kimse istemiyordu. Sebahet karar vermişti ki sübh namazından sonra ona bütün millet yalvararak kasabadan gitmesine maneçilik yapsınlar.
Seba... Devamını Gör

Ay başı belalı bedbaht müslüman
Ne kadar bölüner bir din, bir iman?
Zülmünden haksızlık erşe direnip,
Günahsız çocuklar kana belenib,
Ne kadar terör da senden törenip,
İşid, Elgadiye, Hemas, Taliban
Suriye, Liviya, Yemen, Kerbala
Felestin, Qarabağ düşüb ne hale?

Son koy bu nifaka, son koy bu kine
Vagif Feda haksizlikdan hakk y... Devamını Gör

Doktor hanım, dirseğini masaya dayamış, derin derin düşünüyordu. Sebahet kendi kendine; --Hanım uyuyor mu yoksa? dedi. Sebahet nihayet cesaret göstererek doktor hanıma yanaştı : --Mademki yemek yimedin. Hiç olmazsa kalk yatağına git istirahat etm
iyecek misiniz hanım? dedi.
Doktor hanım yerinden dik atıldı ve
Sebahet'e hayretle sual verm... Devamını Gör

Kadın derin düşuncelere dalmişti. Tam bu sırada kapı açıldı, içeriye komşu Sebahet girdi. Yiyecek şeyler olan tepsni doktor hanıma göstererek sordu.
--Yemek yiyecek misiniz?
Doktor hanımdan cevap gelmedi. Sanki kimse yok idi yanında. Yazık ,biçare ve zavallı görkemi ile Sebahet hanımı korkuya salmisti. Onun bu halinde gören gözlerine inanm... Devamını Gör

Eski zamanlarda bir kasabada bir doktor hanım yaşayarak, bütün hasta insanları bedava tedavi edermiş. Bu hanımın işi gücü çok olsa da ,insanlara
olan sevgisi bitmiyordu. Düşünürdü ki
Allah rızası için ettiği bu ve diğer emelleri ahirette onun için bir azuge olar. Kıldığı namazlardan, zikirlerden
gördüğü hoş işlerden, ruhu, vücudu gıdala... Devamını Gör

İsmayıllı şehrinin Tağlibyan köyünde bir Memmed adında birisi yaşarmış. Bu adam o kadar iyi, o kadar güzel emellerin sahibi imiş ki o yüzden hepsi bu adamı Allahın kendine layık bir kulu sayarmışlar. Bu adam cuma akşamları
evden gider ve sabahları , öğleden sonra eve dönermiş.
Memmed hanımına dermiş ki;"
sen nahak yere beni kıskanıy... Devamını Gör

Sene olan sonsuz sevgim bitmiyor, azalmıyor daha da alışıp yakıyor beni Osman "ım! Bu ne sevgi, bu ne hikmet,
bu ne möcüze ya? !
Osman"ım sensiz ruhum, kalbim çok perişan çok hasta, seviyorum seni. Anlaya bilmediğin formada seviyorum seni. Elim kolum sana yetmiyor. Kıyamet günü yani Ahirette de bizi dirilen anında güzel, aziz AL... Devamını Gör

Kar yağıyor, hava çok soğuk idi. Dünyanın en güzel bir genc adamı, ayaklarını güçle atarak yürüyordu. Yürüdükçe de yalın ayaklarından akan kanlar bembeyaz karın üstünde kırmızı iz bırakırdı. Adamın ayakları artik donmak üzere idi. Peşinde 3 nefer eli tüfengli adam yürümesine bakmayarak
Nargin adasını sanki bir ölüm sükutu bürumüştü.
... Devamını Gör

Açmıştı. Yakinlikta olan bir restorana girdi. Ve içerideki insanları seyretti. Hepsi lezzetli yemekleri yemekle meşgul idi, yalnız iki neferden başka. Çünkü bu iki neferin zaten yiyecek şeyler yok idi masalarında. İkisi kendi aralarında Türkçe konuşurdu. Bütün masadakilar temiz Almanlar ve başka milletlerden idi. Adam kendi kendine çok fikirleşdi... Devamını Gör

Osman'ım, canım Osman'ım çok özledim seni. Sen nasil,özledin mi beni?!
Osman'ım, haykırmak, feryat koparmak, nale çekmek istiyorum. Ancak bu naleni kendimden başka kimse duymayacak,
çünkü bu böyle lazımdır.
Sensiz, daha her şeyi evvelki gibi güzel görmüyorum. Uçmaya kanat açan kanatlarım artık yaralanıp. Sesleniyorum
seni. Duyursun mu benim k... Devamını Gör

Eski zamanlarda bir köyde yakışıklı, güzel bir genç adam yaşayıp, kimsesizlere, yetimlere yardımlar yapardı. Bazende öyle olurdu ki parası bitirdi. Lakin kimseye mutlaka yardım etmeli olduğu halda para bittiği için, komşu köylerden zengin insanlardan hırsızlık yaparak fakirlere paylaşarak üreyi bir az rahatlık bulardi.
Bu gencin bir arzusu var... Devamını Gör

Rusya'nın meşhur yazarı olan Tolstoy ömrünün ahır zamanında tüm rus arkadaşlarından vazgeçmişti. Çünkü islam aleminin meftunu olmuştu. Artık tüm dostları Müslümanlar idi. Aralarında
Dağıstan'dan, Türkiye'den, Qruzna'dan ve başaka müslüman ülkelerinden idi. Hetta böyle derler ki "Hacı Murat " romanını yazandan sonra onu Rusya'd... Devamını Gör

2-ci sonuncu yazı.

Annesi ele hey yalvarıyor,Janna ise sanki hiçbir şey görmüyor hiçbir şey duymuyurdu. Sanki bu dünyaya kör ve kar gelmişti. Janna bir kaç müddet böyle lal dinmez dayandı. Bes bu ne idi, dili niye lal olmuştu, kendini sanki bir fırtınada boğulduğunu hiss ediyordu. Kalbinden geçenleri tez zamanda annesine anlatmak istedi... Devamını Gör

Onun bu halde görenler fakat onun ölmek üzere olduğuna dünyada inanmazlardı. 7- katın penceresinde ,ayaklarını aşağı sallayarak oturmuştu.
Bu haliyle o; ölüme doğru giden bir insan değil, uçmaya hazırlanan bir meleği andırıyordu. Lakin bu halinde
bile Modelyani ile yaşadığı tatlı anlarını bir daha hatirlayarak dogulmağina iki ayı kalm... Devamını Gör