Morkaya bir edebiyat yurdun aslında. Kimi hikaye anlatır kimi şiir okur kimi ise sayıyla kulakların pasını silerdi.Ahmet Dayı bugün (Karaduman )kahvede iken etraftaki kalabalığın ısrarıyla şu şiiri okumaya başladı :
Aşpişen'den, girersin köyün yoluna,
Sanki taş ekmişler, sağına, soluna
Zorlamışsın kardeş gireyim koluna
Uçarsın, dikkat et bak sağına, soluna
Birlikte bakalım, Morkaya denilen yere
Toprağı çoktur, diğer köylere göre
Akar gider, içinden yedi tane dere
İnsan, hasrettir doğduğu yere
Etrafı dağlarla çevrili kutu
Çoktur ormanı, meyvesi, çiçeği, otu
Meşhurdur, Morkaya'nın beyaz dutu
Herkes sever, yemlik denen o sütlü otu
Davar mezrası, Morkaya'da inci
Bal yarışmasında oldu birinci
Köy olarak, yaşadık bu sevinci
Dışarıda, hasrettir köyüne, yaşlısı, genci
Balığa benzer, güzeldir Dacar'ın gölü
Sanki mezranın ortasında bir gülü
Yazın yeşil, canlıdır, kışın bir ölü
Kuşlar, insanlar çok sever bu gölü
İnsanlar, yaşamalı geçmiş çok asır
Çalışan ellerde, oluşur nasır
Dacar'da, pişir patates ile mısır
Mısırın, sapından yaparlar haşır
Köyüm, güzel değerler var sende
Aynı köylümüz, sende, bende
Hizmet aşkı var iki bedende
Hizmet yarışında, olalım hep önde
Ağadurman köy ile ilgili değerleri yazar
Baharda, sular coşar, dereler azar
Doğaldır, bazısı beğenir, bazısı kızar
Şirindir köyüm , sakın değmesin nazar.
Kahvedeki kalabalık şiirin sonunda Ahmet dayıyı alkışladı ve kahvedekiler çaylarını içmeye koyuldular.