33 Tacarin gölü ilkbahar çiçekleri ile yemyeşil çimenleri - Sözümoki
33
Tacar'in gölü ilkbahar çiçekleri ile yemyeşil çimenlerin ortasında göz alıcı bir güzellikte gelip geçeni selamlar ve mavi göğün enginliginde bir rüya gibi görünürdu gözlerime...
Yemyeşil cimenlerde gelip geçenlerin izleri bir çizgi gibi uzanır ve farklı bir dunyaymis hissi olustururdu bende...
Yanımda dedemin kirati herşeyden habersiz yeşil çimenleri hızlı hızlı mideye indirirken ben de heybemde tandır ekmeği ve pişnir ile dedemin gelmesini bekliyordum... Az önce gözeden içtiğim su karnimi iyice aciktirmisti... Bir parça tandır ekmeği yiyerek açılımı bir nebze olsun yatistirmaya baslayacakken karşıda köyde daha önce görmediğim bir kız çıktı karşıma. Kimdi neydi bilmiyorum. Zaten beni de görmemişti lakin ben de cok farklı bir his uyandırmıştı. Bir tek bunu iyi biliyordum... Küçükken yaz geceleri nenemin ve dedemin anlattığı hikayelerde yıldızlara uzun uzun bakıp güzeller güzeli bir kız belirir adeta hikayeme ortak olup tatlı tatlı gülerdi... Bugün golün yanında gördüğüm kızın yüzü ile nenemin hikayelerinde anlatırken yıldızların arasında beliren o kızın yüzünün ta kendisiydi...
Bir kış akşamı kar yolları kapattiginda ceşmenin donan sularını gören evinin penceresinde bir çığlık duyuldu.Dedem hızla evden çıkmış ve yokuş aşağı tipiye aldırmadan yürüyordu.. Ahşap bahçe kapısı açık kalan evin bahçesine bir kurt girmiş ve o akşam misafirliğe gelen Zühre ye tam saldiracakken dedemin ayak seslerini isiten kurt hızla oradan uzaklaşmıştı... Kızlarının ortalıkta gorulmedigi için meraklanan anne baba hemen kapiya koşmuş ve korkudan titreyen Zuhreyi görünce çığlık atmışlardı... Zuhre çok korkmuş olduğundan bir şey demedi ve dedemi gören ev sahibi ile misafirlerin saskin bakislari arasında Zuhre hickirarak dedeme sarılmıştı... Dedem biraz yavaş davransa belki de Zuhre hayatta olmayabilirdi. Ağlayan gözleriyle Zuhre büyük bir tehlike atlatmisti... Zuhrenin anne babası dedeme çok teşekkür etmişler ve kapiya kadar çok hayir duası edip yolcu etmislerdi...
Ertesi gün fırtına dinip kar yagisi iyice azalınca köy bembeyaz bir rüya gibi göründü uzaklardan gözlerime... Yollar kapalı olunca Zuhre ve ailesi evlerine geri donemis bir süre akrabalarinda misafir kalmaya karar vermişlerdi...
Harman yeri yağan karla bembeyaz olmus ve çocukları gençleriyle tüm köylülerin zaman zaman oturdukları bu yer kayıp bir hikaye gibi karların altında kalmıştı... Saclara biriken karlar az güneş ışığıyla hızla aşağı dökülürken evlerin arasında yürüyenler büyük tehlike içindeydi...
Hohlasak donacak gibiydi köyün havası... Evlerin bacalarindan tüten dumanlar türlü türlü hikayeleri göğe yazıyordu...
Bana uyu Tahir uyu dediklerinde hikayelerin sonuna geldiğimi anlardim çocukken. Ama artik bugünkü yaşadıklarından sonra yüreğimin ortasına bir sancı belirir oldu. Bugün Tahir ismi bana öyle bir ağır geldi ki... Kelimeler bogazimda düğümlendi. Odamın penceresinden ayazi katili gökyüzü bakmaz oldum. Yildizlar köyün üzerinde belirmez oldu bir anda yoksa bana mi öyle geldi bunu zaman gosterecege benziyordu.
...