Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
53 Alemşah  köyünde  vaktiyle  meczup bir  derviş vardı. K - Sözümoki
06 Ocak 2020, Pazartesi 20:27 · 405 Okunma

53

Alemşah  köyünde  vaktiyle  meczup bir  derviş vardı. Köydekilerin söylediklerine göre bu zat, zamanında buradan geçerken bir soluklanma sırasında  yöre sakinlerinden birinin kızına gönlünü kaptırmıştı. Kızın bundan haberi yoktu lakin babası olacak Şemsi dayı  bunu her nasılsa duymuş ve meczubu,  adam tutup bir güzel dövdürmüştü... Feci şekilde dövülen ve yüzü gözü kan içinde kalan bu zavallının,  yine de bu kızdan vazgeçmeye niyeti. Güzeller  güzeli  kızını bu ne idüğü belirsiz  bu  adama vermeye niyeti yoktu Şemsi dayının...    O gün bugündür konuşmaz olmuştu bu kişi...  Ne vakit buradan geçti ve  ne  vakit sohbetlerindeki sözleri köylülerin dillerine pelesenk olmuştu bilinmez.
1916 yılında bu zat Rus işgalinde Kars Artvin Yusufeli hattında  can siper hane mücadele etmiş ama ne yazık ki ağır yaralı olarak uzun süre bilinci kapalı bir şekilde sahra hastanesi deki çadırda  yatmıştı.  Hastanede  gözlerini açtığında aylar sonra onu ilk kez  görmüştü bu meczup... Köyde sevdiği kızı...Kızın adının Şehriyar olduğunu da ilk kez orada öğrendi. Kız  kimi zaman telaşlı  kimi zaman ise üzgün bir ruh haliyle yaralı askerlerle ilgileniyordu... Şehriyar bazı günler sesi hiç te  yabancı  olmayan yaşlı bir adamın yarasını da pansuman yapıyordu...   Meczup  bu sesi çok iyi tanıdığını şimdi anlamıştı ...Bu ses,  vaktiyle kendisini dövdüren sevdiği babasının sesiydi. Meczup un asıl adı Mübarizdi ama bu adı o kadar  uzun süre kullanmamıştı ki bazen kendi bile adının ne olduğunu bilmiyor gibiydi. Mübariz' in bazen  sancıları artıyor ve yaralı  yüzünden süzülen ter,  acısına bir acı daha yaşatıyordu... Bir kaç gün sonra kendine geldiğinde, Şehriyar' in ay parçası gibi yüzünü ilk kez bu kadar net gördüğü için Yüce Allaha  içinden  dua edecekti... Şehriyar onu tanımamıştı lakin şimdi gönlünde yeri su bir kac günlük sohbetten midir nedir bilinmez bir başka olmuştu... Şehriyar in da gönlü de Mübariz için atıyordu...
Babası ise Rus ağır topçu ateşinde bir bacağını kaybetmiş ve sahra çadırındaki hastanede iyileşmeyi bekliyordu... Osmanlı'nın durumunu,  savaşın ne zaman biteceği, ailesinin akıbeti ile ilgili tek bir fikri yoktu...
Bu arada 1917 yılının sonlarına doğru Rus  İhtilali  haberi  cepheye  tez  ulaşmıştı. Ruslar Btest-Ltovsk Antlaşması ile 1918 de savaştan çekildi. Ardından Birinci Dünya Savaşı öncesi sınırlarına geri dönüldü.
Bu haber tüm ülke gibi köyümüzde de duyulmuş ve bir nebze olsun mutluluk yaratmıştı... Birer ikişer gaziler yurduna köyüne kavuşmanın tarifsiz mutluluğunu yaşıyorlardı... Neredeyse hiçbiri askere gittiği gibi değildi... Kimi şehit olmuş kimi bir uzvunu vatana emanet ederek gazilik şerefine erişmişti...
Mübariz de bizim köye gelmişti ve Sehriyari  son bir kez görecek ve bu yurdu terk edip uzaklara gidecekti...
Şemsi dayı, Mübariz'in kahramanlığını çok işitmiş ve büyük bir merak içinde onu görmeyi istiyordu... Köyün kahvesine bastonuna  sıkı sıkı tutarak ağır akaksak gelen Şemsi dayı,  Birinci Dünya Savaşından önce vaktiyle feci şekilde dövdürdüğü Mübariz'i görmek için son bir adım attı kahvedekileri geçmek üzere iken yere  düşüp yuvarlandı ve Mübariz 'i işte tam da o anda gördü. Hafiften kırlaşmış sacları alnana düşüyor ve esen rüzgarla sağa sola  sallanıyordu... Kahvedekiler hemen Şemsi dayıyı düştüğü yerden kaldırmış ve bir sandalyeye oturtmuşlardı...
Mübariz yıllar sonra ilk kez o gün konuştu... Sevdiği kızın babası karşısında derin bir nefes aldı ve şöyle dedi:
"Vatan için her şeyden geçtim ben.  Sevdiğimden bile. Bir tek o sağ olsun başka bir şey istemem. Acımasız düşmana karşı günlerce gecelerce mücadele ettik. Allah izin etti ve düşmanı def eyledik yurdumuzdan.
Vaktiyle bir sevdiğim bir kız vardı buralarda... Babası beni dövdürmüştü. Bu savaştan sonra onu son bir kez olsun göresim geldi. Şimdi nerededir evlenmiş midir bilmiyorum... " İşte tam o anda Şemsi dayı söze karıştı...
Evladım dedi. Beni tanıdın  mı? Seni dövdüren o kalpsiz adamım ben? Kızım önceleri senin onu sevdiğini  bilmiyordu ama savaşta sahra çadırında biçare şekilde öylece yatarken kızıma her şeyi anlattım... O gün bugün vicdan azabı içindeyim... Belki de
o yaralı halimle bir daha iyileşemeyeceğimi biliyordum. Allah izni ile iyileştim çok şükür. Bu vatan için bir değil bin bacağım olsa yine gözümü kırpmadan feda ederim...
Kızım senin yolun gözler nicedir. Gel bu köy senin de köyün olsun. Sen de benim damadım...
Mübariz bir süre düşündü ve ana babam moskof gavurunun köyümüze saldırısında şehit oldular. Ölmeden önce sizin köyünüze gitmemi ve şemsi dayıyı bulma mi istediler. Ben de şu çeşme başında bir soluklanıp dedikleri kişiyi arayacaktım ki birden çeşmenin öte tarafından Şehriyar'ı gelmiş olduğunu görmüş bulundum. Cebimde babamın  Şemsi dayıya vermek için yolladığı mektubu unuttum birden bire...
Kahvedekilerin şaşkın bakışları arasında göğsünden kanlanmış bir mektup çıkardı ve Şemsi  dayıya uzattı üzerinde Mehmet Ali yazıyordu ve parantez içinde de 1293 yazıyordu... Şimdi  Şemsi  dayı yıllar önce genç bir delikanlı iken Mübariz babası ile uzun zaman Ruslara karşı direnmişti... Her şeyi çok iyi anlamıştı simdi... Mübariz in dam-ı diğer  Meczup un yıllar boyunca bu köye niye geldiğini...
Mübariz tam evlenmek üzere iken günlerden bir gün atından düşüp hakka yürüdü... Bu acıya dayanamayan Şehriyar da onun hemen ardından vefat etti.
Köyde ve civar köylerde bu olanlar uzun süre anlatılır oldu dilden dile....

...

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Kendini paratoner gibi hissettiğin oluyor mu? Oluyorsa bu hangi konuda oluyor?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.