Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
54 Köyümuz Morkaya in günümüze aktarılan efsane,hikaye ya - Sözümoki
07 Ocak 2020, Salı 11:01 · 499 Okunma

54



Köyümüz Morkaya'nin günümüze aktarılan efsane, hikaye ya da rivayetlerinden 1850 yıllara kadar savaş ve yaşam ile ilgili bazı bilgilere ulaşılmaktadır. Savaş yıllarının acı gerçeğinden biri de kaybolan sülalelerdi. Cumhuriyet öncesi Osmanlı döneminde sürekli savaş yılları yaşanmış, Cumhuriyet kurulurken de çetin ve ağır kayıplara sebep olan savaşlar olmuştur. Hiç kuşkusuz ki bizim köyümüzün insani bu savaşların dışında kalmamıştır.
Günümüze intikal eden anlatımlarda 1878 de Osmanlı-Rus savaşı' nda köyümüzden savaşa giden ve orada şehit olanlar,1905 yıllarında Yemen'e gidip geri dönmeyenler, Birinci Dünya Savaşı'nda bir çok cephede savaşa katılıp dönmeyenler, Hicaz'da, Halep'te savaşa katılanlar ve sonrasında Kurtuluş Savaşı'nda cepheye gidenler.Bir anlatımda Balh mahallesinde baba ve 4 oğlunu birden alıp savaşa götürdükleri, oğullardan birinin 13 yaşsında olduğu, askere alma işlemi yapan komutanın tüfeği gencin omuzuna astığı dipçiğin yere değdiği ve bunun üzerine sende cepheye su taşırsın diyerek onu da askere aldığı ve savaş sonunda baba ve oğullarından geri dönen olmadığı anlat ilmiştir. Köyümüzden Yemen'e savaşa gidenlerden 5 yıl sonra dönen olduğu gibi 12 yıl sonra dönen köylülerimizde olmuş, Ancak dönemeyip şehit olan köylülerimizde olmuştur.
Bu sürekli savaş ortamları köyümüzün nüfus ve sülale hareketlerine önemli etkileri olmuştur. Çocuk yaşta genclerin,orta yaşta ve hatta 60li yaşlara kadar erkeklerin savaşa bezen de seferberlik ilanı ile askere alınması nedeniyle kimisi esir düşüp dönememiş, kimisi şehit olmuş, kimisi yıllar sonra geri gelmiş kimisi de isimsiz şekilde kaybolmuştur. Bu durum bazı sülalelerin yok olmasına, soylarının kesilmesine sebep olmuştur. Eskiden var olup şimdi sadece isimleri bilinen sülaleler olduğu gibi hepten unutulan sülalelerin de olduğunu bilinmektedir...
Bu ölüm olayları iç güvey evlilikleri öne çıkarmıştır. Erkek nüfusun savaşlarda ölmesi nedeni ile hanelerde erkek kişinin kalmaması üzerine diğer hanelerde bekar yada dul kalmış erkekler o hanedeki kız yada dul bayanlarla evlendirilerek hanenin devamına arazinin işlenmesine çalışılırdı. Bu durumlarda önceki sülalenin devamı sağlanmaya çalışılırdı. Bu evlilikler ile bazı hane isimleri aynen devam etmiş bazı sülale isimleri unutularak tarih sayfalarında isimleri kalmamıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra büyük çaplı savaş yaşanmamış ve hayat normal akışı ile devam edince iç güvey evlilikler sona ermiş ve mevcut sülaleler yüzde doksan oranında devam etmiştir.
1950 lirden sonra bazı haneler kalabalık ve geniş aile haline gelince kardeşlerin ayrılması ile yeni sülale isimleri ortaya çıkmış ve eskiden olmayan yeni hane ve sülale isimleri oluşmuştur.(Örnek: Topalgil sülalesindeki kardeşler ayrılınca Kemalgil ve Mutigil gibi yeni sülaleler oluştuğu gibi topalgil sülalesi de yine birkaç hane bölünerek çoğalmıştır)
Bu gün insanlarımız şehirlere ve hatta yurt dışına yerleşince sülale isimlerinin önemi kalmamış gibi görünmektedir. Belki 50 belki 100 sene sonra hiçte önemi kalmayacak yeni nesil için. Çünkü diyecekleri bellidir. "Babam yada dedem eskiden Artvin'in bilmem hangi köyü, Morkaya( Lok)mi öyle bir köyünden muhacir(göç) gelmiş. Bize de bilmem hangi sülale diyormuşlar ama ben bilmiyorum" diyeceklerdir...
Hikayeleri gönüllerden hiç bir zaman silinmeyecektir.

...

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
O kadar uğraştım ama boşunaymış dediğin hadise neydi?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.