Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
58 Yaz ortasında hemen herkesin katıldığı ve kimi zaman şe - Sözümoki
16 Ocak 2020, Perşembe 21:35 · 805 Okunma

58



Yaz ortasında hemen herkesin katıldığı ve kimi zaman şenlik gibi geçen günler gelirdi. Köydeki  Harman tahtası olarak bilinen malzeme kevre olarak bilinirdi. Kevre geniş bir ağaçtan yapılır, tek parça olması makbuldü.Şekil verilerek kullanılacak hale getirilirdi. Altına  çayğara taşlarından altı keskin olacak şekilde olan taşlar çakılır, bazen de bulunabiliyorsa eski kırık bıçak ağızları da çakılırdı. Hatta keskin demir parçaları da çakıldığı olmuştur. Kevre altına çakılan parçalar ne kadar keskin ise harmanlık da o kadar erken biterdi. Harman tahtası  yapımı  zor olduğundan her hanede bulunmaz, ekini çok olan yada el becerisi olan kişilerde bulunurdu. Harman vakti harmana dökülen ekin, arpa yada bakla bir çift öküz eşliğinde öküzlerin boynuna boyunduruh denen ağaçtan yapılma gereç bağlanırdı. Sand denen deriden yapılma yada çapan denen ip ile kereye bağlanarak harman sürülürdü. Öküzlerin ağzına takılır, boyuduruğa sol taraftan dıştan ip bağlanır ve öküzlere yön verilirdi. Kevre'ye çoğunlukla çocuklar oturur, bazen iki çocuk birlikte oturtulurdu. Çocuklar küçük  ve kiloları az ise en küçüğü  kevrenin arka tarafına oturtulurdu.Kevreyi yöneten çocuk yada yetişkin her kimse öküzlere ho yada hobre diyerek sürekli dolaşmalarını sağlardı. Ayrıca tosunların ekine dışkılarını bırakmak istemeler durumunda cedoo denir ve gidişleri durdurularak sacmurav denen metal kap içerisine kakasının yapması sağlanır ve sonrasında bu harman dışına boşaltılırdı. Amaç ekine gübrenin karışmamasını sağlamaktır. Şayet  ekine yaparsa o yerdeki ekin kaldırılıp çöpe atılırdı.  Öküzler harman dışına yada orta boşluğa doğru yönelirse zuks  diyerek gidiş yoluna girmeleri sağlanırdı. Çoğunlukla arpa ve bakla hasadı yapılan köyde zaman zaman çavdar ve buğday ekimi, çok az da fiğ ya da  bezelye ekimi yapılırdı...

Balcili köyünden Dursun Amca köyümüze  zaman zaman gelir ve
kahvedekilere köyle ilgili hikayeler anlatırdı. O günlerden birinde de Dursun Amca, Balciliyla ilgili söze şöyle başladı:
Balcılı eski ismi Balh olan köyümuzun bağlik mahallesi olan Savriyat mahallesi ile su  kanalı 1184-1213 yillari arasinda hüküm süren Gürcü Kraliçesi Tamara zamanında ve bizzat kraliçenin yerinde yaptığı çalışma ile kurulmuştur. Savtiyat ile ilgili rivayetler vardır.Bu anlatımların birinde Tamara'nın Balhibar da üs kurup bölge ile ilgili çalışma yaptığı, Balhibar'in savunma olarak elverişli yer olmasından dolayı orada üs kurdurduğu ve buradan Savriyat ile ilgili çalışma yaptiği,bir yıl boyunca bu günkü Savriyat'ın bulunduğu yeri askerlerine takip ettirdiği anlatılmaktadır. Savriyat da mahallenin en alt kısmında bir su kaynağı vardır. Bu su kaynağına bu gün Kullukgilin goza/su kaynağı  denmektedir. Bu kaynağı bir yıl boyunca takip edilmiş ve sürekli su arktiği tespiti yapıldıktan sonra buraya yerleşmek için çalışma yapılmasına karar verilmiş...
10.yuzyil sonu 11.yuzyil başlarında Savriyat'a su getirilmesi için Ğomelt mahallesinden aşağı akarak gelen dereden su  harği yapılmasına başlanmıştır. Bu Savriyat hargı güzergahının iki ayrı yerinde oldukça sert granit kaya kütlesi vardır ve buradan kanal açmak gerçekten mucizevi bir çalışma neticesinde gerçekleştirilmiştir. Başlangıç yerinde yüksek ve uçurum şelale vardır. Diğer kütlenin olduğu yerde de 300 metre uçurum vardır. Her iki yerde de ağaç iskele kurularak kayalar el yordamı ile ve murç ile kazınıp delinerek harğ açılmıştır. Açılan bu geçitlere büyük ve uzun çam ağaçlarından yapılan oluklar döşenerek su Savriyat'a akıtılmıştır. Bu çalışma sonucu nedendir bilinmez Tamara'nın parasının bittiği ,maddi zorluklar yaşadığı anlatılmaktadır. Hatta çok değer verdiyi bir saçağını satmak zorunda kaldığı rivayet edilmiştir. Bu olay ile ilgili iki ayrı konuşma anlatılmıştır. Bunlardan birincisi Tamara'ya bu çalışma esnasında köyden dört ayrı  kişinin aşık olduğu ve buna sinirlenen Tamara'nın beddua ettiği ,yine su kanalı nedeniyle de parasının bitmiş olmasından dolayı beddua ederek :
"Savriyat'ın harği
Su tutmasin
Aktığı yerde
Çimen tutsun "dediği rivayet edilmektedir. Burada gerçekten su kanalı elek gibi su kaçırmakta, suyun arktiği her yer bir başka yeşillik olmaktadır. Bunlardan başka da bir rivayette su kanalında çalışan bir asker Tamara'ya aşk olur ve Tamara kendisine Barhal çay'ını yüzerek geçerse ona varacağını söyler. Asker hemen suya dalar ve su onu alıp götürür. Hikaye ya da efsane her ne olursa olsun Savriyat mahallesi farklı bir yerleşim yeri olup koca Yusufeli ilçesinde efsanesi olan çok az yerlerden biridir. Buraya zaman zaman Gürcistan'dan üniversite öğrenci ve öğretim görevlileri gelip inceleme yapmaktadır. "Sarıgöl bölgesi köylerde çok az tarihi eser yada kalıntı vardır" dedi ve kahvedekilerin alkışları ve teşekkürleri arasında sandalyesinde geriye yaslandı...
...

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
İadeiziyaret konusunu nasıl değerlendiriyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.