Küçüklüğümden gelir sakarlığım... Ayağım burkulur düşerim, taşa takılır düşerim, koşamam yine düşerim...
Canım yanardı hep, dizlerim kollarım kanardı.. Sonra o yaralarım, bir iki gün içinde kabuk tutardı. Ne canımın acısından eser kalırdı, ne de yaraların izinden...
Şimdi öyle mi? Her defasında yine düşüyorum daha kalkamadan.. Üstelik yaralarım ne dizlerimde, ne kollarımda.. Hep iyileşemeyecek yerlerde, çok derinlerde.. Bir iki güne de geçmiyor acısı.. Yara izlerim de duruyor içimin en ücra köşelerinde.. Her düşüşümde biraz daha büyüyor izler, biraz daha açılıyor yaralar, saramıyorum.. Şimdi çocuk değilim, atlatamıyorum.. Dedim ya çocukluğumdan gelir sakarlığım, arada yine ayağım burkuluyor, yine düşüyorum ama bu öyle değil işte.
İçim kanıyor durmaksızın, durduramıyorum...