İnsana ihtiyacım vardı,
Gözyaşımı paylaşacak değil,
Beni düşerken yakalayacak birine.
Rüzgârlar koparken omuzlarımda,
Ve dünya titrerken ayaklarımın altında,
O, dimdik duracak yanımda;
Kökleri toprağa sağlam,
Yüreği ateşle dövülmüş,
Ve bakışlarıyla karanlığı delen biri.
Fırtınalar üzerime çökerken,
O, sağlam bir kale gibi duracak.
Ne çığlıklar susturabilir onu,
Ne sessizlik yıldıramaz.
Gözlerimdeki acıyı görecek,
Ve elleriyle kırılmamı önleyecek.
Düşlerim parçalanıp yere serildiğinde,
O, onları toplayacak tek tek;
Umutsuzluğum derin bir uçurum olsa da,
Korkusuzca uzanacak elini,
Ve beni çekip çıkaracak karanlıktan.
Gece en karanlık, fırtına en şiddetli olsa da,
O, yıldız gibi parlayacak karanlığımda.
Sözleri gerekmez; duruşu yeter.
Bir bakışıyla bana yol gösterecek,
Bir nefesiyle beni yerimde tutacak.
İnsana ihtiyacım vardı,
Yanımda yıkılacak biri değil,
Beni tutacak,
Ve asla bırakmayacak birine.
O kişi;
Gecenin en derin sessizliğinde bile dimdik duracak,
Karanlıkların üstüne göğsünü siper edecek,
Ve her düşüşümde bana el uzatacak.
İnsana ihtiyacım vardı,
Ve şimdi biliyorum…
O kişi, sadece varlığıyla güç veren,
Sessiz bir kahraman,
Ve yıkılmaz bir kalenin ta kendisi.