Ağaç yaprağında titreyen hayatı görmez misin?
Rüzgârın dokunuşunda saklı kudreti fark etmez misin?
Anne rahminde örülen DNA kodunu,
Her hücreni ilahi bir ustalıkla biçimlendiren gücü,
Nasıl göz ardı edersin, nasıl inkâr edersin, aldanmış insan?
Gözlerin kör, kulakların sağır olmuş,
Kendi kibirinde kaybolmuşsun.
Her mucizeyi sana sunan,
Her nefeste sana hayat veren kudreti,
Hiç mi hissetmezsin? Hiç mi anlamazsın?
Kainatı kendin yaratmış gibi geziyorsun,
Ama bir yaprak düşerken bile senin bilmediğin bir el var.
Her damla yağmur, her yıldız, her güneş,
İlahi bir hesapla sana fısıldıyor,
Ve sen hâlâ gözünü yumuyorsun, hâlâ kulak tıkıyorsun.
Aldanma, kibirli insan!
İnkârın seni korumaz, seni kurtarmaz;
Sonunda yüzleşeceksin kendi boşluğunla,
Ve o kudretin karşısında boyun eğmekten başka çaren olmayacak.
Bak etrafına, kör olma:
Güneşin doğuşu, denizin dalgası, yıldızların sessiz dansı…
Hepsi bir uyarı, bir tokat, bir ayettir sana!
İnkâr etme!
Allah hâlâ seni çağırıyor, hâlâ mucizeleriyle seni sarsıyor!
Gözünü aç, kulak ver, yoksa boşuna sarhoş olursun dünyanda,
Ve işte o zaman anlarsın:
Her mucize, sana Allah’ın varlığını haykıran bir nida!