Mısralarım sana yakınken bana uzaksın.
Nasıl olduk biz böyle?
Olmamışken yakamoz olduk.
Gecem katlandı, sığmadığım şu şehirlere.
Yakın geldi bana her bir son.
Fakat, Uzak olan sadece sendin her bir son.
Gözlerimi kapatıyorum her gün her gece her akşam her gündüz her an seninle...
Aklıma kazınsın diye..
Tenime yapışan Kokun, saçlarının şekilleri, yürüyüşün, ellerin, dudakların, bilmediğim kalbini bile nasıl özledim?
Oysa bana sorduğu tek soru -Neden, niye, nasıl oldu?
Bildiğin halde gelmediysen, bilsem ne değişicekti ki?
Söylemediğim halde peşimi bırakmayan aşkın, söyleseydim ne değişicekti ki?
Belki de Bana olan sevgin azalıcaktı.
Hiç olucaktım...
Hiç var olmamış gibi..
Bunu kaldırabilir miydim?
Sevmeyişine aşık kadın, var olmayışına nasıl dayanır ki?
Dinlediğim şarkının acısını senden duyduğumda, bedenimin nasıl titrediğini unutamayan, Ah şu aşık kadın nasıl dayanır ki?
Çırpınmış kadınının sesini duymayan adamın, hiç olmayan adama nasıl dayanır ki?
Elleriyle döktüğü sıcak maddenin acısına dayanmış şu kadın, nasıl başka bir şeye dayanmasın ki?
Dayanır..
Kalkar ve sessizce uzaklaşır.
Kaybetti sanar adam belki ama oysa kalbi olan adam kaybeden olur, her şeyi olan aşkını ve hiçbir şey olmayan şu dünyayı..
Kaybetmiş olur!