AKTİF SABIR PASİF SABIR
Yaşam mücadelemiz içerisinde pek çok vakit sabır çemberinden geçmek durumunda olmuşuzdur ve dahi şuanda da sabretmek zorunda olduğumuz şeyler vardır.
Sabır kelime anlamı olarak; dayanma, tahammül gösterme, musibet anında kendini tutma demektir. Kimi insan sabretmeyi, hiçbir eylem gerçekleştirmeden oturup beklemek olarak algılıyor, bu durum daha çok kaderciliğe giriyor: “N'apayım Allah böyle yazmış, sabretmekten başka çarem yok" deyip hiç bir şey yapmadan beklemek pasif sabır olur.
Lâkin elimizden bir şey gelmediği anlar vardır. O anda ya da o zaman sürecinde tek yapabileceğimiz şey, Yaradan'a sığınıp dua ve yakarışta bulunmaktır. İşte bunun adı; aktif sabırdır.
Belki Allah-ü Teâlâ bizden duaya yönelmemizi, gözyaşı dökmemizi, gece uykudan kalkıp huzuruna durmanızı istiyordur. O nurlu vakitlerde gönülden ettiğimiz dua, gözümüzden seccadeye damlayan gözyaşı belki de bizim sabrımızın ve çabamızın sonucunda feraha ermemizi sağlayacaktır.
Peki sabır yetimiz ne kadar kaldı! Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim lâkin yeri gelmişken yine değinmek gerek. Hayati İnanç hoca bir konuşmasında; üniversite okurken ailesine mektup gönderdiğini, içine de küçük bir zarf içinde eşine yazdığı mektubu koyduğunu söyler. Mektubun da ancak 1 ayda ulaştığını belirtiyor.
Peki biz şimdi ne yapıyoruz? Whatsapp'tan mesaj gönderip anında cevap gelmesini bekliyoruz. Hele ki görülüp de cevap gelmezse hepten sinirlerimiz bozuluyor. Teknoloji bizi hem sabırsız hem de asabi hale getirmiş durumda. Yapmamız gereken; Yüce Yaradan'ın Kur'an-ı Azimüşşan'da belirttiği: “Allah sabredenlerle beraberdir” ayet-i celîlesine sığınıp sabr-ı cemil olanlardan olalım inşallah.