Bazen insan ne olduğunu nasıl olduğunu bilmeden alışır bazı şeylere. Mesela hayat, eninde sonunda ölüm var. Ve neden yaşıyor insan ? Sadece yaşamaya alışıyoruz aslında. Buna mecbur olmasak da vazgeçemeyeceğimiz ve bağımlısı olduğumuz bazı şeyler var. Sonunu bile bile yada bilmeden, rastgele yada umursamadan. Mesela karanlık geceler nasıl yıldızsız olmazsa, insanda bağımlısı olmadan olmaz. Çünkü gece yıldıza bir bütün olmuştur. İnsanda böyledir aslında bütün olmuştur alışkanlıklarına. Böyle böyle geçer hayat. Eee ne oldu? Sonunda sende öldün. Ne kaldı geriye? Seni yaşatan da öldürende hayat... Bazen vazgeçemediklerini kalbine gömer ölürsün, bazende o vazgeçemediklerin senden vazgeçince ölürsün. Böyle böyle bitersin işte. Ne olduğunu bilmeden alışarak. İnsan ölüme alışır mı peki? Nereden bilebilir ki... Çünkü o ölü, ruhu yok. Bazen yaşayan ölüler vardır bilir misiniz? Onlarda ne olduğunu bilmeden fark etmeden anlamadan yaşarlar. En kötüsü de budur aslında. Tıpkı bir canlı cenaze gibi. Hiçbir şey hissetmezler, boş bakarlar, anlamsızdır her şey. Neden böyledir peki? Bunun sebebi de hayat. Her şeyin sonucunda hayat çıkıyor. Bazende insan ölmek ister. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar mesela... Onların bağımlısı olduğu tek şey acıdır. Onlar sadece acıyı sever. Hayat en acımasız oyunlarını onlara oynar. Kaybettirir, alıştırır, acıtır ve acıyı sevdirir. Ve ölümü tek çare olarak görürler. Bazende mutluluğa alışanlar vardır. Hayatın en güzel yanı mutlu olanlardan taraftır. Mutlu insanlar hep güler. Sevinç yaşar daima. Hep severler içleri kıpır kıpırdır. Mutluluk onlar için en güzel şeydir. Hayat felsefesi olmuştur artık. En güzel alışkanlıktır mutluluk. Bazende hayat, mutlu olmayı sevenlere rağmen haram görür onlara. Aman sakın ha bugün çok mutlu oldum deme. Hayat duyar seni. Haram görür ya işte elinden alır acı verir. Gülmeye aşık olmanıza rağmen yasaktır size. Bu çok acı değil mi? Fazla geliyor size. Oysa gülmek ne kadar da çok yakışıyor. Gülmeye aşık ve hasret yaşamak çok acı.
Alışkanlıklar...
Hayatın yaşattığı çeşit çeşit bambaşka alışkanlıklar. Acısıyla, tatlısıyla en güzeliyle en aşığıyla en boşuyla yaşanan alışkanlıklar. Yaşamadan anlamaz insan. Çok merak etmeye gerek yok aslında. Ama hayat bu acımasızdır ya hani, yaşatır her türlü oyunlarını alıştırır seni. Ve oyuncak olursun. En sonunda alışa alışa yaşayarak toprak olursun...