Göğün en karanlık yerinde
Bir umut kıvılcımı arar insan,
Diz çöktüğü her gecede
Kaderine başkaldırmayı unutmadan.
Zincirler, önce bilekten değil
Yürekten vurur insanı;
Korku, sessizce çöker üstüne
Ve sessizlik büyüdükçe küçülür insan.
Ama bir gün, yürek
Kendi küllerinden bir çığlık toplar,
“Ben böyle yaşamam!” der,
Ve o çığlık gerçeğin kapılarını açar.
Çünkü bilir ki insan:
Boyun eğmek bir ömür sürer,
Ama başkaldırmak bir anlık ateştir
Ve o ateş, bir ömrü onurlandırır.
Bir savaşçı gibi ölmek,
Karanlığa meydan okumaktır aslında;
Göğsünü açıp yürümektir fırtınaya
“Ben buradayım!” diye haykırarak.
Ve bir savaşçı bilir:
Ölüm, korkuların değil,
Onurun bittiği yerde başlar;
Bu yüzden ölmekten değil,
Diz çökmekten korkar insan.