Ama senin için sadece bir gün değil ki bu. Senin varlığın her günümde bir anne sıcaklığı gibi sarıyor beni.
Sen doğurmadın belki beni, ama ruhuma dokundun. Ellerini başıma koyduğunda içimde tüm fırtınalar diner.
Sen bir abla değilsin sadece. Sen, hayatımda tanıdığım en gerçek, en sahici "anne yarısı"sın.
Beni korudun.
Yoruldun ama yorgunluğunu bana hiç hissettirmedin.
Omzum düştüğünde fark ettirmeden kaldırdın.
Kırıldığımda fark ettin, konuşmadan onardın.
Kalbim kırıkken bile kahkaha attırmayı bildin.
Beni tanımaktan hiç yorulmadın…
İyi hâlimle gülümsedin, kötü hâlimle sessizce yanımda durdun.
Ben konuşamasam da sen duydun.
O kadar içten, o kadar candan bir sevgiyi taşıyorsun ki yüreğinde, bazen düşünüyorum da:
Nasıl bu kadar kalabalık bir kalbin var senin?
Sana sarıldığımda sadece bir insana değil,
bana karşılıksız sevgi vermiş bir ruha sarılıyorum.
Belki herkesin bir annesi var ama,
herkesin senin gibi bir ablası, bir anne yarısı yok.
Bugün Anneler Günü…
Ama ben seni her gün annem gibi seviyorum.
Her gün bir dua gibi geçiyorsun içimden.
Varlığın; en büyük hediyem.
Seni anlatmak kolay değil,
çünkü yüreğin sayfalara sığmaz.
Ama bilmeni isterim:
Bu hayatta senden öğrendiğim sevgi,
bana annemin eksikliğini unutturacak kadar derin.
Seni seviyorum Makbule Abla.
Bugün senin de günün. Çünkü sen,
anne gibi seven,
yürekten bağlı kalan,
bir canın ömrüne ömür katan o nadir insanlardansın.
İyi ki varsın.
İyi ki ablam değil,
bir anne yarım olmuşsun…