Aşk-ı

Sana olan aşkım bir sercenin gözyaşı kadar,
Sessiz, narin, derin… Kimse bilmez tadını.
Her damlasında özlem saklı, her zerresinde sen,
Gözlerin düşer aklıma, yüreğim titrer adını anarken.

Gülüm, bir rüzgar gibi geçersin ruhumun içinden,
Bazen fırtına, bazen ince bir meltem.
Sensiz geçen anlar, boş bir yaprağın sallanışı gibi,
Ama her anımda sen, içimde bir umut, bir ateş.

Gece olur, yıldızlar şahitliğe gelir bize,
Ay bile kıskanır seni, bana bakarken.
Kalbim senin adını fısıldar karanlığa,
Ve yıldızlar titrer, senin gözlerine benzer bir ışık ararken.

Rüzgarın uğultusunda adın çınlar kulaklarımda,
Dağlar yankılar, deniz dalgaları taşır seni bana.
Her taş, her yaprak, her su damlası fısıldar:
“Onun aşkı, bir serce kadar narin, bir ok kadar keskin.”

Gülüm, sana olan sevgim zamanın ötesine uzanır,
Geçmişi unutur, geleceği sadece senle kurar.
Bir serce kadar kırılgan ama bir o kadar da güçlü,
Her gözyaşı, her nefes, her atış seninle dolu.

Ve bil ki, aşkımız bir efsanedir, yazılır yıldızlara,
Her fırtına, her yağmur, her sessiz gecede seni anar.
Sen benim ruhumun en derin melodisi,
Benim kalbimin en sessiz çığlığı…
Ve her damla gözyaşım, sana adanmış bir ömre dönüşür.