Aşk, nesir diliyle konuşulmaz;
Cümlelerin ağır yükü altında soluk alamaz.
O, sessiz bakışlarda saklıdır,
Bir elin diğerini arayışında,
Bir tenin tenle buluştuğu o sessizlikte.
Aşk, kelimelerle tarif edilemez;
Çünkü kelimeler çoğu zaman yetersizdir,
Anlatır gibi yapar ama eksik bırakır her defasında.
Oysa aşk, bir nefes kadar yakın,
Bir yıldız kadar uzak,
Bir gülüş kadar sıcak,
Bir damla gözyaşı kadar gerçek.
Aşk, zamanın ölçüsünde yaşanır;
Saatler değil, bakışlar sayılır.
Günler değil, birlikte geçen sessiz anlar.
Ve bazen bir saniye, bir ömürden daha değerlidir
Aşkın içinde.
Aşk, nesir diliyle konuşulmaz,
O, ritimle, kalp atışıyla,
Gizli bir tebessümle,
Ve bazen hiçbir söz söylemeden anlaşılır.
Aşk, bazen bir fırtınadır;
Çatılar çınlar, rüzgar hırçındır,
Ama kalbin içinde bir sıcaklık,
Bir sığınak vardır,
Ve o fırtına bile orada durur,
Yalnızca aşkın büyüklüğüne tanıklık eder.
Aşk, basit bir dokunuşta saklıdır;
Bir parmak ucu, bir saç teli, bir eldiven…
Hiçbir şeyi fark etmediğin anlarda,
Her şeyin farkına varırsın aslında.
Aşk, kaybolmak ve bulunmaktır aynı anda;
Kendi gölgenle dans eder gibi,
Bir başka ruhun sıcaklığıyla sarılmak,
Ve sonunda sadece kalbin,
Sözcüklere gerek duymadan,
Kendi dilini konuştuğunu hissetmektir.
Aşk, nesir diliyle konuşulmaz,
O, yaşanır.
Gözlerin konuşur, eller yazar, kalp okur,
Ve ruh bilir:
Hiçbir kelime, hiçbir cümle,
Aşkın yükünü taşımaya yetmez.