Aslı öğretmenim…
Yıllar ne çabuk geçti, farkında mısınız?
Bir baktım beş yıl olmuş…
Beş yıl…
Dile kolay ama kalbe ağır bir zaman.
Kapanmayan özlemlerin, unutulmayan seslerin, sınıfa girerken yüzünüze yansıyan o sıcak gülümsemenin üzerinden tam beş yıl geçti.
Kim bilir şimdi neredesiniz…
Hangi okulda, hangi masada, hangi sınıfta oturuyorsunuz…
Hangi çocuklara dokunuyorsunuz, hangi kalplere umut ekiyorsunuz…
Bilmiyorum.
Gerçekten bilmiyorum.
Ama bildiğim tek bir şey var:
Ben yıllardır sizi unutmuyorum.
Siz gideli sınıflar sessiz kaldı…
Koridorlar boş geldi…
Adım attığım her okulda, her çocuk sesinde, her öğretmen bakışında sizi aradım.
Ama hiçbiri sizin yerinizi doldurmadı, dolduramazdı da…
Çünkü insan hayatında bazı insanlar bir defa değerse, onların yeri başka bir dokunuşla dolmaz sadece büyür, derinleşir.
Aslı öğretmenim…
Sanki dün gibi hatırlıyorum bana kızdığınız günleri, kulağımı çektiğiniz o anları…
Şimdi gülümsüyorum ama o zamanlar ne kadar zor bir öğrenciydim değil mi?
Belki sizi yordum, belki kalbinizi kırdım…
Ama bana kattıklarınızı şimdi daha iyi anlıyorum.
Beni büyüten, olgunlaştıran, hayata hazırlayan sizdiniz.
Şimdi geri dönüp baktığımda bir tek şey içimi acıtıyor:
Keşke o günler geri gelse…
Keşke yine sınıfınıza girsem…
Keşke yine “Şeyma sus artık!” dediğiniz o sesi duyabilsem…
Keşke yanınıza gidip size sarılabilsem…
Keşke o sıralarda yeniden öğrenciniz olabilsem…
Hayat bizi büyütüyor ama bazen öyle bir büyütüyor ki, geriye sadece özlem kalıyor.
İçimde öyle bir boşluk var ki…
Size anlatamadığım, size gösteremediğim bir minnettarlığın ağırlığı oturuyor sanki kalbime.
Çünkü siz benim hayatımda sadece bir öğretmen olmadınız…
Siz benim yolumu açan, bana güç veren, ayağa kalkmamı sağlayan en değerli insandınız.
Aslı öğretmenim…
Nerede olursanız olun, hangi öğrencileriniz olursa olsun… Benim yüreğimdeki yeriniz hep aynı:
Biricik öğretmenim…
Kıymetlim…
Değeri yıllar geçse de eksilmeyen insanım…
Keşke şimdi yanınızda olabilsem…
Keşke bir kahve içip size hayatımı anlatabilsem…
Keşke bana kattıklarınız için gözlerinizin içine bakıp “İyi ki varsınız” diyebilsem…
Ama söyleyemediğim her cümle içimde düğüm gibi büyüyor, boğazımın ortasında takılı kalıyor.
Siz bilmiyorsunuz ama…
Ben hayatımın en zor anlarında bile “Aslı öğretmenim olsa bana şimdi ne derdi?” diye düşündüm.
Ve her defasında yolumu buldum.
Çünkü sizin öğrettiğiniz şeyler sadece sınıfta kalmadı; hayatımın her noktasına yayıldı.
Özledim öğretmenim…
Hem de öyle böyle değil…
İnsan bazen bir öğretmeni değil, bir nefesi, bir güveni, bir omzu özlüyor.
Ben sizi işte öyle, en derin yerimle özledim.