Aşure Efsanesi

Aşure efsanesi Nuh Peygamber zamanına ait olan bir hikayedir. Oğulları Sam, Ham ve Yasef haricinde Kenan diyarından ve kavminden az da olsa Nuh Peygambere iman edenler vardı. Allah’ın dini ve emirlerini 1000 yıldan fazla kavmine tebliğ eden Nuh peygamber, çoğu zaman kavminin zulmü ve iftirasına maruz kaldı.

Artık kendisiyle alay eden kavminden umudunu kesmiştir ve daha fazla dayanamayan Nuh peygamber kavminin sapkınlıklarını Allah’a şikayet etmiştir. Peygambere büyük bir gemi yapması emir edilir, Cebrail (as)’de Nuh peygambere yardım eder.

Nuh peygamber devasa bir gemi inşa eder. Dayanıklı olan bu gemi müminlerin kurtarıcısı olacaktır. Nuh peygamber kendisine inanıp, Allah’a iman edenleri bu gemiye davet eder. Aynı zamanda gemiye her cinsten dişi ve erkek olmak şartıyla bir sürü hayvan da alırlar.

Hazırlıkları tamamlanınca Allah’ın emriyle büyük bir fırtına kopar. Hem gökten yağmur yağmakta hem de yerden su fışkırmaktaydı. Su tüm yeryüzünü kaplamış, gemi dışındaki her şey suyun altında kalmıştı. Sadece gemidekiler kurtulmuştu.

Aylarca süren bu tufanda gemi su üzerinde hareket etmeye devam etmişti. Yavaş yavaş müminlerin yiyecekleri de tükenmeye başlar. Az kalan yiyeceklerin hepsi büyükçe bir kazanda toplanıp, su ile pişirilen bereketli bir çorba yapılır.

Yapılan o çorbada buğday, pirinç, bulgur, kuru yemiş, nohut, fasulye, meyve ve su gibi çok çeşitli malzemeden yapılmıştı. Çorba gemide bulunan herkesi yeterince doyuracak kadar bol ve bereketli olmuştu, böylece bu çorba bolluğu ve bereketi temsil etmişti. Geçmişten günümüze kadar gelen bu çorba Müslümanlar tarafından aşure olarak bilinmektedir.

Müslümanlar tarafından Muharrem ayının 10. gününden itibaren bir ay boyunca geçen süre Aşure ayı olarak bilinip ibadetlere kutlanılmaktadır. İnanışa göre en az 7 çeşitten yapılır ve en az 7 eve dağıtılır. Müslümanlara göre aşure pişirmekte yemekte sevaptır aynı zamanda pişiremeyen kişilerle paylaşmakta yine inanç gereği sevilerek yapılan ritüeldir.