“Ateşten insana serinlik gelir mi?”
Bu özlü söz, ilk bakışta basit bir soru gibi görünür; fakat aslında derin bir hayat dersini içinde barındırır. Ateş, doğası gereği yakar, hararet verir, serinlik değil sıcaklık üretir. Dolayısıyla ateşten serinlik beklemek, imkânsızı beklemek anlamına gelir.
İnsan ilişkilerine uyarladığımızda; bazı kişiler vardır ki doğaları gereği kırıcı, acımasız ya da anlayışsızdır. Böyle birinden merhamet, huzur ya da sevgi beklemek, tıpkı ateşten serinlik ummaya benzer. Çünkü bir şey, ancak özünde ne varsa onu yansıtır.
Bu söz bize şu öğüdü verir:
Yanlış yerden doğru şey bekleme.
Her insandan her davranış çıkmaz.
İmkânsızı zorlamak yerine, doğru kaynağı bul.
Tıpkı suyun insana serinlik, ateşin ise sıcaklık vermesi gibi, insanlar da kendi özlerinde ne varsa onu sunarlar. Huzuru huzurludan, sevgiyi sevgiliden, güveni güvenilir olandan beklemek gerekir.
Sonuç olarak bu söz, hayatta beklentilerimizi doğru kişilere ve doğru yerlere yöneltmemiz gerektiğini, aksi halde hayal kırıklığı yaşamamızın kaçınılmaz olduğunu anlatır.