Her insan karakteri gereği davranışını sergiler,
Maskeler düşer, sözler bıçak gibi kesilir.
Kimi kinle yürür, kimi sahte gülüşler taşır,
Kimi sessizliğinde fırtınalar taşır.
İnsanın özü, saklanmaz hiç,
Kimi zaman çürük bir diş gibi parlar,
Kimi zaman karanlık bir taş gibi ağırlaşır,
Ve dünya, karakterin aynası olur.
Öfke, sabırsızlık, gurur, hırs,
Hepsi yüzüne vurur, gizlenmez, silinmez.
Ne güzel sözler, ne tatlı yalanlar
Gerçek karakterin gölgesini örtemez.
Bazısı güç gösterir, başkalarını ezer,
Bazısı sessiz kalır, içten içe delinir.
Bazısı sever, ama aşkı da acıdır,
Bazısı ihaneti ruhuna nakşeder.
Her insan kendi zincirini taşır,
Kendi sınavını, kendi cezasını seçer.
Hiçbir dış etki, karakterin derinliklerini
Dize getiremez, değiştiremez, susturamaz.
Ve ben izlerim, insanları ve maskelerini,
Bazen gülerim, bazen öfkeyle tırnaklarımı geçerim.
Çünkü karakter, sözcüklere, hareketlere sığmaz,
Ruhun derinliklerinden fışkırır, geriye dönüş yoktur.
Her insan karakteri gereği davranışını sergiler,
Kimi zaman bir kahraman, kimi zaman bir hain.
Kimi zaman karanlık, kimi zaman alev,
Ama asla kendini kandırmaz; ruhu hep ortaya çıkar.
İşte bu yüzden izlerim, gözlerim keskindir,
Boş sözlere, sahte gülüşlere kanmam.
Çünkü her insan, karakterinin yansımasını taşır,
Ve bu dünya, bu aynaya göre şekillenir.