Sen ne kadar incelersen incel,
o kalın duvarlı kalpler
yine de titreşmez senin iyiliğine.
Bir gül bırakırsın eşiğine,
o dikenleri görür.
Bir ışık yakarsın önüne,
o gölgesine söver.
Sen kanatlarını katlayıp susarsın,
yine de “gürültü” der sana.
Çünkü görmek istemeyene
güneş bile fazla parlaktır.
Duymak istemeyenin kulağında
melek sesi bile çatırdar.
Ama bil;
sen iyiliğini küçültme diye vardır bu sınavlar.
Sen uçmayı bil diye yorulur bu gökyüzü.
Değer bilmeyenler
sadece kendi karanlıklarında kaybolur;
senin ışığınsa
göğe yazılır.
Kanatlarını saklama,
onların rahatsızlığı
senin değerin değildir.
Sen uç;
onlar aynı yerde kalsın.