Ben giderken, sessizdi yollar,
Adımlarımda yankı senin adındı.
Bir şehir kalmıştı ardımda, yorgun,
Ama içimde senin yüzün… hâlâ canlıydı.
Bir çiçek gibi açtın içimde vakitsiz,
Sonra solmayı öğrettin sessizce.
Ne kadar uzağa gitsem de fark etmez,
Aynı sızı düşüyor her nefese.
Valizim hafifti, yüküm seninleydi,
Bir bakışın bile ağır gelir insana.
Unutmayı denedim, ama unutmuyor kalp,
Kimi sevdiyse, orada kalıyor zamana.
Ben giderken en çok seni götürdüm,
Bir dua gibi, bir yara gibi içimde.
Ne şehir, ne gökyüzü kaldı bende,
Sadece sen — ve sensizliğin biçimde.
Sessizliğin konuşur şimdi kulaklarımda,
Bir “hoşça kal” yankısı, hiç bitmeyen.
Belki sen unuttun çoktan her şeyi,
Ama ben... ben giderken en çok seni götürdüm, yeniden.