Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Beni takip etmeyiniz - Sözümoki
20 Ocak 2021, Çarşamba 12:28 · 462 Okunma

Beni takip etmeyiniz

İçini serin tut diyor,yolcu! Nasıl serin tutacağım gönlümde onca yük varken.. İçimize doldurmuşuz kainatın zemzemesini,debdebesini.Bir avuntu olacak ışık dahi bulamıyoruz içimizin aleminde ''gel de içini serin tut''koskaca bir teselli züğürt amma..züğürt teselllisi Seven sevdiğine benzerdi..hem benzerdi hem gönül ikliminde aynı ciçekler açardı,ortak olurdu seven sevdiğinin derdine, değil mi Allah '' kulu ve Rasulu'' olan efendimizi sevmiş,sevgiyle vareylemiş cûmle alemi,börtü böceği ,aşkı,sevgiyi,havayı,suyu,ışığı,dağı,taşı onun hürmetine halkeylemiş Hem derdini dinlemiş,hem gözetmiş O güzeller güzeli efendimizin ,her sıkıntısına, tasasına ayet ayet cevap vermiş. şiir olmuş kainat, şuur olmuş yer gök, hakikatin kalbi dile gelmiş bu sevgiyle Göğün süsü kuşlar uçuşmuş sevenlerin hürmetine, yerin ziyneti olmuş kediler, yedi gök yağmur yağmur dile gelmiş ; yedi yer sevgiyle yağmuru bağrına cekmiş Seven sevdiğine benzermiş hem madem, ben bir SELMAN-I FARİSİ değilim amma sorsanız ne çok sevmekteyim Selman-ı Farisi'yi İsmini zikretmek bile mutluluğuma yeterken,bu sevginin bir yerlerinde eksiklik olduğu besbelli.sevgi tadilat gerektirmezmiş'demiş eskiler... bizm sevgilerimize cerrahi operasyon lazım bütün bunlara rağmen hala Yolcu, inadına inadına demez mi 'gönlünü serin tut'diye peki, Ben bunca gönül yorgunluğumu nereye atayım,içimi serin tutmam için arınmam lazım dünyalıklarımdan Muhabbetime Allah'ın adını dokumalıyım hem umursama malıyım geçici dünya zevklerini,şehvetini SELMAN-I FARİSİ gönüllü olmadan ben ; BEN içimi nasıl serinleteyim! Takip peşinde koşan nefsime ,nefislerimiz ; takipsizliği belletmeden nasıl serinlesin alev alev yangınlara düşmüş su kalbim biliyorum; Samimiyetle yazılan, okunan,çizilen,dokunan ne varsa yüreğimizin bir odacığında sonsuza dek yerini alıyor! Dün bütün gün Selman-ı Farisi hazretlerinin cümlesiyle yoğruldu kalbim Mahcubiyetim o güzeller güzeli büyüğümüzün masum, saf cümlelerinde dinlendi İslam büyükleri sahip oldukları ilim sebebiyle kibre, gurura kapılmaktan cok korkaklarmış Selman-ı Farisi Hazretleri bazı kimselerin arkasında yürüdüklerini gördüğü zaman : 'bu hal, sizin için hayırlı fakat benim için şerlidir, İsterseniz BENİ TAKİP ETMEYİNİZ..' demiş ince uslubuyla ! böylesi ince bir gönlü SEVİYORUM demiş olmaktan dahi hicap duydum,sevgi sevdiğinle aynı renge bürünmekti,Allahın boyasıyla boyanmaktı,O'nun gibi olmaktı ... SELMAN-I FARİSİ Hazretlerini düşünüyorum nefsimi yokluyorum sonra SEVMEK ve BENZEMEK Peki! ben ; ben bu duruşun neresindeyim ! sormaz mıyım kendime... o mübarek sahabe gönlünü hiç mi hiç dünyalıklara bağlamamış ,dünyayı hatırlatacak ne varsa atmış ,elinde hiç mal bulundurmazmış Kinde kabilesinden bir hanım ile evlenmiş. Evlendiği kadının evine girdiği zaman duvarlarına süs eşyalarının asılmış olduğunu görünce: Ziynetli, süs örtülerin Kbe-i Muazzamaya yakışacağını söylemiş ve eve girmemiş. Kapının örtüsü hariç bütün örtüler kaldırıldırılmış. Eve girdiği zaman bir hayli mal görünce 'Bunlar kimin içindir?' diye sormuş. Demişler ki, 'Senin ve hanımının malıdır. Buyurmuş ki: 'Resulullah bana bunu tavsiye etmedi. Bana bir yolcunun malından ve ihtiyacından fazla bir şey bulundurmamamı tavsiye etti.' Biraz sonra bir hizmetçi görünce. 'Bu hizmetçi kimin?' diye sormuş. 'Senin ve ehlinindir' demişler Buyurmuş ki: 'Halillim (s.a.v) bana bunu tavsiye etmedi ve evinde nikahlı zevcenden başka kimse bulundurma, dedi. Eğer bulundurursam onlar kadınların yapması icap eden şeyleri (yalanı, geçimsizliği, dedikoduyu) yaparlar diye tavsiye etti.' Bunun üzerine hizmetçi kadını da göndermiş. Daha sonra hanımının yanına girip ve ona 'Sen bana emrettiğim şeylerde itaat edecek misin?' diye sormş Hanımı, 'Senin meclisine itaat etmek üzere oturdum.' Yani sana itaat etmek üzere geldim, evlendim deyince. Bunun üzerine Halilim (s.a.v) bana buyurdu ki, 'Sen ehlinle Allahü telnın emirlerini yerine getirmek üzere bir araya gel' Çok sade bir hayat yaşayan Selman-ı Farisi hazretleri, Hazret-i Ömer zamanında Medayin valisi iken otuz bin kişiye hutbe okuduğu zaman yanında da iki parçadan müteşekkil bir hırka varmış. Hırkasının bir parçasını namazlık olarak serer namaz kılar, diğer parçasını da giyermiş. Ondan başka hiçbir elbisesi yokmuş. Vali olduğu için kendisine maaş verilince,maaşını aldığı zaman ondan hiçbir şey harcamaz hepsini fakirlere dağıtırmış. Kendi emeği ile geçinir ,topraktan tabak çanak yapar üç dirheme satarmış. Onun bir dirhemi ile bir daha tabak yapmak için malzeme alır, bir dirhemini sadaka verir, bir dirhemiyle de evinin ihtiyacı olan şeyler alırmış. mütevazılık ile yoğrulan hayatında ölümünün son zamanlarında Selman-ı Farisi hazretleri ölüm döşeğine yattığı vakit ağlamış , Sebebini soranlara 'Dünyadan ayrıldığım için ağlamıyorum. Ancak Resul-i Ekrem Efendimiz; 'Dünyadan ayrılırken sermayeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasın' buyurmuştu, işte buna ağlıyorum' demiş. Halbuki öldüğü vakit bıraktığı malın kıymeti on dirhem civarında imiş.. Bütün gün Selman-ı Farisi hazretlerinin nazenin yüreğiyle söylediği cümleler üstüne düşündüm,tekrar tekrar..anneme,çevredekilere anlattım hayretimi.. kendime dedim ey nefsim! Sevmek, benzemekti madem İsmini zikreylediğinde dahi hücrelerimin dans ettiğini hissedecek kadar gönlümü kaplamışken bu sevgi. . Sevdiğin kadar cüretkar olabilecek misin!' 'Beni takip etmeyin'demek sağlam bir duruş ister Sen bu duruşun neresinde dura bilirsin!
Pınar Önalan

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
En son neren morardı, neden?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.