"Bilinç, hatırlatarak iyilik yapar, bilinçaltı unutarak."

Bilinç insanın çevresinde olup biteni kavrama , anlamlandırma yetisi ; bilinçaltı da bugüne kadar yaşadıklarımızın çoğunlukla duygusal olarak bıraktığı inançlar ve kodlamalarımız.

Neye inanırsanız onu yaşarken bulursunuz kendinizi derler.Aslında biz bilinçaltımızla çoğu farkında bile olmadan neye inanmışsak ya da neden korkmuşsak onu çekeriz hayatımıza.Dışımızdaki hayatın içlerde geliştiği yerdir bir nevi.

Bilinç mantığın , bilginin , duyusal algının düzenlenerek meydana getirdiği farkındalıktır.Bilinçaltımız da hatıralarımızı depolar , düzenler , çözülmemiş duygularımıza bağlı olarak daha sonra çözümlemek adına baskılar.Örneğin: hayatınızın herhangi bir zamanında bastırmış olduğunuz herhangi bir duyguya dair senelerce rüyanızda aynı olayları görüyor olabilirsiniz.Çok ilginçtir ki sizin baskıladığınız duyguyu size çözdürmek için elinden geleni yapar.Eğer mantığa uygun bir şekilde bunu çözümleyebilir ve neyin neden olduğunu kavrayabilirseniz baskılanan hatıra sizi terkeder rüyalarınız peşinizi bırakır.Yani sizi kendinizi tanımaya kendinize şeffaf bakmaya zorlar.Bastırılmış duyguların serbest kalması için uğraşır.Çünkü bu vücut için de olumsuz bir şeydir.

Bilince vücudu yönetmesi için direktifler vererek vücudu korumakla da görevlidir.Aşırı tehlike durumlarında birçok kişi bilinçaltı zihnin kontrolü ele aldığını fark eder.Üstünüze gelen bir seye karşı kendinizi nasıl geriye attığınızı hatırlayın.

Bilinçaltı zihin aynı zamanda ona öğretilen ve doğru olduğunu düşündüğü ahlâk kurallarını zorlar.Örneğin: sevgi biçimi.Kiminin psikopatça severek sevdiğine eziyetler ettiğini ve hatta öldürecek raddede kıskandığını biliyoruz.Kiminin de sevdiğini elindeki minik bir kuş gibi kıyımsızca sevdiğini görüyoruz.Bilinçaltımıza ne doğru olarak öğretilmişse içgüdüsel olarak onu yaparken buluyoruz kendimizi.Bizim vicdan olarak adlandırdığımız şeyin temelleri belki de bilinçaltımızdaki ahlak kurallarına dayanıyordur.

Savaş ve kaç gibi bazı içgüdülerimiz de doğuştan gelir.Bilinçaltı zihnimiz içgüdülerimizi ve alışkanlıklarımızı depolar.Yeni bir alışkanlık veya davranış edineceğimizde bu davranış ve tutumu kazanmak için kayda değer tekrara ihtiyaç duyar.

Psikolojideki ifadeyle"algı yansıtmadır."Dolayısıyla sizin arkadaşlarınızda sevdiğiniz şey sizsiniz.Sevmediğiniz şey de sizsiniz.Bunun için insanlar hakkında her zaman en iyisini düşünmeye çalışmalıyız.Bu şekilde zihnimizin gelişmesine katkı sağlarız.

Bilinçaltı zihnimizin şöyle bir üstünden geçtiğimize göre son olarak ; bilinçaltınıza ne yapmaması , ne düşünmemesi gerektiğini söylerek boşa kürek çekmemeniz adına naçizane tavsiyede bulunmak isterim.Çünkü bilinçaltımız olumsuzlukları işleyemez ona ne yapması gerektiğine , neler düşünmesi gerektiğine dair şeyler söylemek gerekir.

Peki bilinçaltımızda sorunlar olduğunu nasıl anlayacağız?

Hayatımızdaki kısır döngülere odaklanmalıyız.İstemediğimiz halde yaptığımız yanlış davranışlara , verdiğimiz hatalı kararlara bakmalıyız.

Örneğin: küçükken babasından şiddet görmüş bir kız çocuğu ileride kocasını da yüksek ihtimal babasına benzeyen biri olarak seçerek kendini kısır bir döngüye sokacaktır.Küçüklüğünde tacize uğramış bir çocuk ileride kadınlara ya da erkeklere karşı ciddi güvensizlikler yaşayacaktır.

Bazen bu sorunları farkına varmak çok zorken bazen de apaçıklar.Çok sarsıcı da olsa hayatımızı derinden etkileyen bilinçaltımızla aramızda bir ilişki kurmak zorundayız.Mümkünse onu sevmeliyiz ancak bu şekilde ruh sağlığı yerinde , mutlu bireyler olabiliriz.