Zırıl Zırıl ağlayan bir çocuk gibi kalbim
Müptelası olduğum bu aşkın acısını ikram ettin
Senin göllerinde yüzen bir kuğu gibiyim
Loş suların gözlerimi kamaştırıyordu
Mil çekilmiş gibi gözlerime esrarlı kuyundan acı sularını içiyordum
Kül rengine bürünmüştü gökyüzü benim yalnızlığımla
Yıldızlar renk değiştirmiş siyah ışık saçıyordu gidişinle
Ne yapacağımı şaşırmış yalın ayak koşarak heryerde seni arıyordum
Esen sevda poyrazlarıyla gidişinin krokisini çiziyorum
Bilinmez şimdi hangi dağın hangi mağrasındasın
Bir kaçakçı gibi saklanıyorsun
Bu aşkın eşkiyası oldun artık sana şüpheyle bakıyorum
Uyuşturdu yüreğimi ayrılık kalbime yüklediğin ezgi ağır geliyor
Sabır taşı olsa çatlardı diyorum kendime
Yarım kalmış bir masal gibi bitmiyorsun içimde
Hazinle süzülüyorsun yine tüm hücrelerime