bir gün devrim olacaksa
o gün ayakkabılarımı giymeyeceğim
çünkü sokaklar ilk defa
toprağa benzemeye başlayacak
ve ben toprakta çıplak ayakla yürümeyi
ölümden daha çok sevdim
ben devrimi bir afişte görmedim
çünkü afişler
çivilenirken duvarlara
bizim çocuklar duvara yaslanıp
soyuluyordu karanlıkta
bir sabah
sadece bir sabah
herkesin göğsüne
susmayan bir saat koymak istedim
çünkü biz zamanı unuttuk
ama zamansız öldürüldük
ben bu ülkeye aşkla bağlanmadım
bu ülke bana acıyla kazındı
her gece dualar okurken
her sokak başında cop yerken
ve her kelimenin sonuna
"kardeşim" derken
ey devrim!
sen gelmedin
biz sana doğru süründük
aç kaldık
dilsizleştik
ekmeği suya bandık
ve gözyaşlarımızla içtik
bir kadın sevdim devrim gibi
ya gözlerine bakınca
bir halk kalkıyordu ayağa
ya da
ellerini tutunca
tarih titriyordu yerinden
bir gün devrim olacaksa
ben yine buradayım
bir şiirin tam ortasında
bir sapanın cebinde
bir çocuğun gözbebeğinde
bir işçinin sırtında ter olarak duracağım
çünkü ben
"devlet büyükleri" susarken büyümedim
annem konuşurken öğrendim
"hak nedir" diye
ve annem hâlâ
ocakta taş kaynatıyor
şimdi çıkıp deseler ki
"devrim dün gece geldi"
ben zaten uykusuzdum
zaten hazırdım
çünkü devrim
kimsenin görmediği
ama herkesin beklediği
tek doğrudur
bu kirli ezberin içinde