Sayfaları kırışmamış altı çizilmemiş olan kitapları sevmem. Hikayesi içine, Sayfaların kokusu ise, ellerine sinecek bir kere. Bazen salondaki koltuğun üstünde bazen ise yatağın içinde kalacak o kitap. Gezecek tüm evi içindeki kahramanlarıyla birlikte. Sen onu okurken o da seni izleyecek. Farkında olmadan birbirinizi sahiplenecek bağlacaksınız. Hatta öyle ki, Kimi zaman günlerce kimi zaman saatlerce eline almadın diye içerleyecek. Ara ara gözüne çarparak kendini hatırlatacak beni oku dercesine. Sen ise kalbinle mantığın arasında kalacaksın. Bir yanın okumak isteyecek diğer yanın işler ne olacak diyecek. Kitap ise okuyup bitirileceği günü bekleyecek. Sonra o gün gelip çatacak. Sonunda bitireceksin. Son sayfaya geldiğinde, ikinizi de karşılıklı bir hüzün kaplayacak. Vedalaşacaksın. O kitaplığındaki daimi yerini alıp diğer okunmuş kitap arkadaşlarıyla tanışacak. Evde kimse yokken laflayacaklar bile. Sen ise bitirmenin verdiği mutluluk ama ayrılmanın verdiği hüzünle yeni hikâyelere yelken açacaksın. Ara sıra kitaplığına bakıp sessiz sedasız selamlaşacaksın.