Biriyle tanışıyorsun, onunla konuşurken sırıttığını farketmiyorsun bile. Ne sevdiğini, ne tür şarkılardan hoşlandığını, yediği yemekleri, nefret ettiklerini hepsini biliyorsun. Eve kaçta gittiğini uyku saatini söylediğin şeye karşılık verdiği cevabı o söylemeden tahmin edebiliyorsun. Aslında yavaş yavaş onu ezberlemeye başlıyorsun. Üzüleceğini bildiğin halde körkütük aşık oluyorsun. Beraber yemek yiyorsunuz, saçmalıyorsunuz, kavga ediyorsunuz, şakalaşıyorsunuz, çocuk gibi eğleniyorsunuz. Günler böyle geçip giderken yavaş yavaş kopuyorsunuz. Sıkılıyor çünkü senden. Bunalıyor. Yeni yüz arıyor etrafında. Yeni heyecanlar falan. Gidiyor. Nedeni yok gidiyor işte. Sen hiç bir şey söyleyemiyorsun. O gülüyor, sen ağlıyorsun. Ters orantı dedikleri bu olsa gerek. Umrunda olmuyor senin halin. Ne olduğun ... Artık hiçsin. Bu kadar basit. O gidiyor, sen hala bekliyorsun. Bitiyorsunuz ama sen hala bekliyorsun. Bekleme. Gelmeyecek, gelmez.