Arafın tam ortasında kendimi kandırarak oturuyorum.
Nefesim kesilmiş ya da silik bir nefes alıyorum.
Kapana kısılmış bir fare gibi debeleniyorum.
Görmüyorlar.
Bilmiyorlar.
Duymuyorlar.
Adeta herkes kandırılmış bir hayat, silik bir nefesin içinde büyümüş.
Sanki, uzakta kalan görünmeyen rüya gibi.
Hayat.
Kalbim.
Etrafını aydınlatıp çarpsa da, pili bitmiş bir saat gibi durup tekrardan hücrelerime geçiş içinde.
Alışmak zor.
Bu kez yarın sabah..
Pişmanlık dokunma.
Bu kez kurusun, zamanla...