يا سَهَرَ العُمُرِ..
(Ey ömrümün Seher'i..)
كَيْفَ أَقُولُ لِلرِّيحِ..
أَنَّكِ رَحَلْتِ؟
وَالعُيُونُ تَنْتَظِرُ..
ضَوْءَكِ فِي المَطَرِ..
"يَا زَمَنًا قَاسِيًا"..
هَذِهِ الأَحْضَانُ..
تَحْتَضِنُ الظِّلَالَ..
وَالأَوْجَاعُ تَمْلَأُ الأَسْقُفَ!
فِي كُتُبِ اللُّغَةِ..
أَجِدُ حُرُوفَكِ..
تَبْكِي مَعِي..
"وَاوُ" الْوِدَاعِ..
"لَامُ" اللَّوْعَةِ..
"مِيمُ" المَوْتِ..
---
Türkçesi:
"Bükreş'te Bir Akşam Vakti"
Ey ömrümün Seher'i..
Nasıl söylerim rüzgâra..
Gittiğini?
Gözlerim bekliyor hâlâ..
Yağmurlarda ışığını..
"Ey zalim zaman!"..
Bu kollarım..
Sarılıyor gölgelere..
Acılar ise dolup taşıyor tavanlara!
Dil kitaplarında..
Buluyorum harflerini..
Ağlıyor benimle..
"Vav"vedanın..
"Lam"hicranın..
"Mim"ölümün..
-
Vav (وَاو): Ayrılığın kesik nefesi, son nefeste kırılan dal
Lam (لام): Hüznün dili, her sabah yüreğime saplanan hançer
Mim (مِيم): Mezar taşına kazınan ilk harf, sustuğum çığlık
Bu şiir, Bükreş'in puslu akşamlarında, camlara vuran yağmur damlalarıyla yazıldı. Her Arapça harf, Seher'in bıraktığı yaralardan süzülen bir kan damlası... "المَسَاءُ يَبْكِي مَعَنَا"** (Akşam ağlıyor bizimle) diye fısıldıyor şehrin ruhu. Mislina uyurken, ben ise bu mısralarla yatıyorum Seher'siz yatağıma... "فَقَطْ.. فَقَطْ.. أَنَا أَحْتَاجُ إِلَيْكِ"** (Sadece.. Sadece sana ihtiyacım var)