Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
~ BÜTÜN GÜZELLİKLER GÖKYÜZÜNDE, ELBET BULUŞACAĞIZ BABA ~ - Sözümoki
29 Temmuz 2023, Cumartesi 23:36 · 669 Okunma

~ BÜTÜN GÜZELLİKLER GÖKYÜZÜNDE, ELBET BULUŞACAĞIZ BABA ~

Babam öldüğünde koskoca bir orman yanıyor du sanki, ama benim gözlerimden başka bir yerde su yoktu. Babama beyazın yakıştığını düşünürdüm ama kefenle gördüm babamı, o hiç yakışmadığını farkettim .
Sensizlikle beraber bir günü daha yokluğunla doldurdum sanki her kapıda seni görecekmişim gibi, senin çalacağın bir zili bekliyorum hâlâ ne o zil çalacak , ne de seni göreceğim kapıda. " Belki bir gün gelir" ümidiyle yıllardır seni bekliyorum. Evine git deseler mezarına gelirim, çık hava al deseler fotoğrafını açarım bendeki de böyle bir hasret işte.
Babam hiç umulmadık bir sabahın ilk saatlerinde gitti. Ne elveda, ne bir göz göze geliş, ne bir dokunuş hiçbir şey aniden bir ölüm, hayat bunuda gösterdi bana . Baba'nın çocuklarına öğrettiği, son şeyin babasızlık olduğu.
"Baba" diye seslendiğimde "efendim kızım" diyen babam yok artık. Keşke babam yanımda olsaydı dediğim o kadar cümlem var ki...
Sönmeyen kocaman bir ateş yaktın yüreğimde, bıraktın beni bu dünyada babam. Daha ben seni sevmelere doyamadan sen gittin ben kaldım.Köklerimden getirdigim tek dalım sendin bir tek senin sevgine tutunmuştum, kimsede bulamadığım sıcaklığına kokuna aşık olmuştum sen gittin ben kaldım. Geriye alamam zamanı dönemem dizlerinde uyuduğum günlere biliyorsun ve beni eminim duyuyorsun hıçkırıklarımla akan göz yaşlarım yarım kalan sevdamız için sen gittin ben kaldım babam. Gelmezsin geri ama tek tesellim var her geçen gün beni sana biraz daha yaklaştırıyor ve o gün ben sana geleceğim orada buluşacağız sen bekle beni geleceğim sana Babam.

Sana her gün bir mektup gönderiyorum. Hepsini yüreğimden meleklere veriyorum bana senden daha yakın oldukları için. Bilirsin yazarken daha iyi hissederdim. hep kendimi. Birde senin yanındayken kendimi iyi hissederdim. Sen beni şimdi görüyorsun son zamanlarda gördüklerinden daha çok. Görüyorsun nasıl dağıldığımı ama dik durmak için nasıl savaştığımı.. insanlara karşı sahte gülücükler atarken göz yaşlarımı içime aktığını, kimselere derdimi anlatmadan herkesin derdine çare olabilmek için çalıştığımı, kendime kalan her dakikada sadece seni düşünerek geçirdiğimi, buz gibi havada sensizliğe içimin nasıl yandığını ve sana kavuşmak için ne kadar kaldığını bilmesem de günleri saydığımı ve her geçen güne daha çok sevindigimi. Görüyorsun beni ben seni bu dünyada hiç göremeyeceğim ama sana doğru yürüyorum gün gün. Seni daha çok özleyerek mahşere kalan buluşmamızı bekleyerek geçiyor bu hayat gün gün.

Bilmiyorum geldimi mektuplarım sana senin bendeki sevdanı okudun mu, görebiliyormusun nasıl yandigımı alev alev, hani hep derdin bana ben seni sonradan buldum diye işte ben seni kaybettigimden beri yanıyor içim. Bugünlerde en çok rüyamda görmek istiyorum seni belki görürsem kocaman sarılırım sana tıpkı eski günlerdeki gibi, sahiden ne çok gün eskittik biz seninle hiç birinde sana doyamasamda. Sen benim kocaman sevdiğim ilk aşkım, sana kavuşmak yanında yatmak tek vasiyet ettiğimsin, kim ne derse desin hiç bir zaman ne sevmekten ne ozlemekten vazgeçmediğim babam' sın...

Sensiz geçen günleri saymak değil amacım çünkü sayarak geçecek bir acı yaşamıyorum. Bu acı geçen zamanla daha çok artıyor, hani derler ya zaman her şeyin ilacı galiba bu sefer öyle olmuyor. Baktım dışarıya yağmur yağıyor aklıma sen geldin hiç sevmezdin yağmurlu havaları toprağından süzülüyor mu yağmur değiyor mu sana? Ben sana veda edemedim zaten vedalaşmak benim işim değil edemezdim de. Seninle vedalaşmak demek seni yüreğimden çıkarmak demek bunuda ben yapamazdım. Aslında saydığım bir şey var her gün sana bir mektup yazıyorum ve sayıyorum bunları ne zaman bir gün bu mektupları yazamazsam o gün sana kavuşmuş olacağım babam.
Her gün hatırlarken seni bir önceki günden daha çok özlüyorum. İnanmamak değil senin gittiğine, kabullenmek daha zor geliyor. Her şeyin üst üste geldiği bir zamanda bir de sen gittin ya bu hayat daha çekilmez hale geldi. Belki de gittiğin yer buradan daha rahat ama inan ben burada sensiz hiç rahat değilim. Ben hep sana sığınırdım kendimi kötü hissettiğimde şimdi senin kadar kendimi rahat hissettiğim bir yer kalmadı. Hani demiştim daha önceden de senin gidişin benden de bir parça götürdü. Biliyorum artık hiç bir zaman tam olamayacağım taki yanına gelene kadar.
Bugün gördüm oraları kar yağmış her yer bembeyaz olmuş, söylesene babam çok üşüyormusun toprağın altında. Görünce öyle oraları içim ürperdi bir anda, aklıma kış günlerinde buz kesen ellerin geldi. İçimdeki kanayan yara daha çok acıdı bir anda hem özlemin hem karlar altında yatan bedenin aklıma gelince. Bende çok üşüyorum baba ama yağan karlardan değil sensizlikten sana hasret kalmaktan çok üşüyorum. Yanına yattığım gün ikimizde artık hiç üşümeyecek ikimizde hasretimizi bitireceğiz.
Akşamları yazıyorum sana mektuplarımı ama sanmaki gündüzleri seni unutuyorum.
Gittiğinden beri güneş bile eskisi gibi doğmuyor artık aydınlık değil eskisi gibi günler. Senmişsin meğer güneşe anlam katan içimi ısıtan. Benden çok uzaklarda yatıyorsun soğuk mezar taşına bile istediğim zaman sarılamıyorum o soğuk mezar taşını bile çok özlüyorum. Gittin ve beni böylece yarım bıraktın keşke alsaydın diğer yarımıda ben bir tek sana kıyamazdım bilirimki sende bana. Şimdi gel bari rüyalarıma orada beni yalnız bırakma gel tut ellerimden yine okşa saçlarımı çok özledim seni babam.

Neler gelmiyor ki aklıma. Bu şehirde hangi caddeden geç sem seni hatırlatan bir resim var. Sen benim mutluluk amacı md i n. Senin bir güler yüzün benim dünyam olurdu. Hep bugünlerden bahsederdin ama inanmak
istemediğinden dinlemezdim seni. İnsan sevdasının ölümünü duymak istemez. Sen benim sevdam oldun en büyüğünden hemde. Şimdi hasretim oldun şimdi kavuşmak için sabırsızlanı yorum çok özlüyorum seni babam.
Kocaman bir çınar ağacıydın benim için. Bir tek senin gölgen rahatlatırdı beni. Senin kıymetini bilmeyenler acsada gövden de derin yaralar yüzündeki gülümseme hiç eksilmezdi. Sahiden ne çok gülerdin ismin gibi ay gibiydi yüzün. Her gören ne kadar güler yüzlü olduğunu söylerdi. Ağlarken de görürdüm seni aglatana düşman olurdum. Belki bende üzdüm zaman zaman seni çocuktum cahildim affet beni, babam.

Boğazımda düğümleniyor kelimeler, hafızamın derinliklerinde kalmış ama hiç unutmadığım anılarımız gözümün önüne geldikçe hıçkırıklar göz yaslarıma karışıyor. Özlem başka bir dert hiç olmayacak olman başka bir dert. Ben sensiz ne yaparım değil de esas derdim sensiz olmaya nasıl katlanırım. Her şeyi bana öğretirken neden bunu öğretmedin ki. Beni görüyorsun beni duyuyorsun belki bilki çok zor sensizlik bilki ben seni çok seviyorum.
Uyandım yine karanlık bir saatte, sensizligin orta yerine bir yerlerde. Bu saatlerde genelde senin sesine uyandırdım önceleri ya namaza kalkar yada sende uykuyu dağıtırdın bu saatlerde. Vallahi sensizlikten çok sıkıldım bir kere daha olmana canımı verirdim ama nafile. Ben sensizliği kabul edemeyeceğim bu belli ama merak ettiğim acaba sensizliği ne zaman bitireceğim.
Kelimeler yetmiyor sana olan özlemimi anlatmaya. Her sensiz geçen günümde ben sana aslında daha çok aşık oluyorum. İçimdeki sevgin büyürken özleminde büyüyor. Sana kavuşmak şimdi imkansız beklemekten başka çarem yok sensizliğe katlanmaktan baş ka çarem de yok. Beklerken güçlü olmak marifet şimdi ama bilmediğim tek şey bunu nasıl yapacağım yada ne kadar dayanacağım. Sen derdinya yuvanı kursan gözüm arkada kalmaz diye işte o yuvada sensizlik çok zor geliyor. Bitecek geleceğim yanına.

Konduramıyor insan resimlerine bakınca senin olmadığını ve bir daha hiç olmayacağını. Ben sana en yangın olandım seni en çok sevendim. Biz en zor günlerde de yanyanaydık en mutlu günlerde de yan yana olduk. Ayrı kaldık en çok birbirimizi özledik. Şimdi öyle bir yük varki üzerimde ne nasıl taşınır biliyorum nede taşımak için ne yapacağımı. Ağlasam göz yaşlarım alıp gitmiyor bu ağırlığı. Bak yine yetmedi kelimeler içimden geçenlere çok özledim seni babam.
Bugün en yakınları ma beni acımla, matemimle baş başa bırakın bununla ilgili bana bir şey sormayın söylemeyin, benim bir yarım yok sizinle diğer yarımı paylasabilirim orada mutlu olun ama kaybolan yarımın acısını tek başına yaşamak istiyorum dedim. Ben sana olan sevdamı kimseyle paylasmadım acımıda paylaşmak istemiyorum. Zaten kaybolan yarımın acısını kimse dindiremez. Sen benim kocaman sevdamdın şimdi kocaman acım oldun. Sevdanda acında bende saklı hasretini besliyorum şimdi.
Bu ilk yıl seninle başladığım ama sensiz bitiyorum. İnan yazmak kadar kolay değil sensizlik. Kim bilir bunu kaç yıl daha yaşayacağım kaç yılı daha sensiz bitireceğim. Yazması kolay ama yaşaması çok zor. Bir zamandır gelmiyorsun yine rüyalarıma geldiğinde çok mutlu uyanıyorum seni bir kere daha gördüm diye. Çağırsam gelemezsin yanıma biliyorum ama hiç değilse rüyalarıma gel bari. Bekliyorum hem rüyalarıma hem sana kavuşacağım son selama.
Ateş düştüğü yeri yakıyormuş. Bunu duyduğumda anlamamıştım ama ateş benim yüreğimin ortasına düşünce anladım ne demek olduğunu. Kayıtlara bakınca ne kolay yazmışlar ölüm tarihini, koskoca dünyanın üzerime çöktüğü günü, bir anda yüreğimde yanan o ateşi nede kolay yazmışlar tek satırda. Resmine baktıkça inanmak imkansız geliyor ama gerçekler yüreğimde yanıyor. Görüyorsun biliyorum gördüğün gibi kör topal idare ediyorum ve inanki seni çok özlüyorum...
Senin olmadığın günler zaman durmuş gibi yavaş yavaş geçtiğinden canımın acısıda o kadar ağır oluyor. Dün gece geldin yine rüyalarıma kocaman sarıldım sana öptüm seni kocaman tıpkı ismin gibi ay gibi parlıyordu yüzün uyandım bir mutlulukla ama gözümü açar açmaz sensizlikle
yüzleştim yine kocaman bir hıçkırık düğümlendi boğazıma yokluğun bütün ağırlığı ile kondu yüreğime. Sözün özü çok özledim seni hemde içime sığmayacak kadar çok.
Senin olmadığın günler zaman durmuş gibi yavaş yavaş geçtiğinden canımın acısıda o kadar ağır oluyor. Dün gece geldin yine rüyalarıma kocaman sarıldım sana öptüm seni kocaman tıpkı ismin gibi ay gibi parlıyordu yüzün uyandım bir mutlulukla ama gözümü açar açmaz sensizlikle yüzle ştim yine kocaman bir hıçkırık düğümlendi boğazıma yokluğun bütün ağırlığı ile kondu yüreğime. Sözün özü çok özledim seni hemde içime sığmayacak kadar çok.
Nedense aklıma bugün hep aramızda geçen komik anılar geldi. Senin müthiş taklit yeteneğin ile nasıl da güldürürdün beni. Ne eğlenceli biriydin pozitif enerjinle hepimize mutluluk dağıtırdın adeta. Bu kadar çok güldürürken beni bir anda bu kadar çok ağlattın yaktın bir anda yüreğimi, her anımızı ağlayarak hatırlıyorum her halinle çok seviyorum ama sevgimden daha çok özlüyorum.
Dönmeyeceğin bir yola gittin ve ben gittiğin o yolda arkandan öylece kalakaldım. Sanki yanı başımda gibisin ama tutamıyorum ellerini ve bir türlü kabul etmek istemiyorum yokluğunu. Birileri gelip alışırsın diyor bana ama ben buna alışmak istemiyorum çünkü yokluğun alışılacak bir durum değil. Ben bu ateşle yaşamayı öğrenmek zorundayım ve hiç bir şey yokluğundan daha çok acıtmıyor canımı. Gel demek çaresizlik ama bir gün sana gelmek imkansız değil.

Yaşadığım hiç bir telaş senin önüne geçemiyor. Benim bütün telaşım senin yoklu ğ unla mücadele etmek oldu. Küllenmiyor gidişinle yanan ateş hala canlı ve canım çok yanıyor. Şarkılarda ki gibi ben sende tutuklu kalmışım sustum artık kimselere senden bahsetmiyorum sadece kendime ve birde rüyalarımda olduğunda sana anlatıyorum seni ne çok özlediğimi. Bir sen vardın bende şimdi gittin kaldım ben sende.
İşte geçti 1825 günüm sensiz 1825 günüm sessiz
1825 günüm hep bir yerim eksik 1825 günüm içime akan göz yaşlarımla. Her gün mutluluk maskemi takıp yüzümde sahte gülücükler ile insanların içindeyim ama aklımda sen fikrimde sen gönlümde sen yaşıyorum. Bir yanım eksik işte sensiz bir yanım senle birlikte o mezarın altında. Geriye kalan yarım şimdilik bu dünyada ve bir gün senin yanında olabilmek ise benim bu dünyadaki tek vasiyetim.
Havalar iyice soğudu ama ben bir başka üşüyorum. Sadece soğuk havanın etkisi değil bu. Yalnızlık beni üşüten, o sımsıcak gülüşlerini görememek, sana sarıldığımda sıcaklığını hissidememek, varlığının var olduğunu bilmenin bile verdiği sıcaklığın artık olmayışı beni üşüten. Kimse üşüyormu benim kadar bilmiyorum ama sen yokken ben çok üşüyorum, öksüz kalınca çok
üşüyorum, sensiz çok üşüyorum ve üşüyorken seni daha çok özlüyorum.

Bugün benim doğum günüm sensiz ve renksiz ilk doğum günüm, hep gurur duydum. seninle senin kızın olmakla, bugün benim doğum günüm sesini duyamadığım ilk doğum günüm, ne zorluklarla beni dünyaya getirdiğini anlatırdın tam 4 yıl geçti, bugün benim doğum günüm seni en çok özlediğim doğum günüm, her günüm senle geçemedi ama 4 geçti, bugün benim doğum günüm kaç doğum günüm kaldı bilmiyorum sensiz geçecek ama sana geldiğim gün benim doğum günüm...

Keşke büyümeseydim, küçük bir çocuk olsaydım heyecanla uyanıp ilk gördüğüm. sen olsaydın, en güzel kıyafetlerimi giyip ilk senin elini öpüp kocaman sarılsaydım sana, koklayarak öpseydim seni. Keşke diyerek başlıyorum cümlelerime göz yaşlarıyla bitiyor dualarım. Sensiz kaldığım ilk bayram sabahı bu, bakma bayram dediğime yüreğim yangın yeri buralarda. Senin mekanın cennet bahçeleri bayram yeri olsun, benim bayramım sana kavustuğum gün olacak cennet kokulum babam.
Günler ayları kovalıyor ama aslında günler ayları kovalarken geçen tek şey sensiz günlerim oluyor sensiz günlerimin her biri bir ok gibi saplanıyor yüreğime. Ne tutulan orucun ne içilen bir bardak suyun tadı var sensiz annem. Ben hâlâ sensizliğin acısını bastıramadım yüreğimde ve sensizlikle mücadelem her geçen gün daha da güç bir halde devam ediyor. Devam ediyor derken sanmaki zaman geçiyor benim için benim için zaman sen gidince durdu. Durmayan tek şey bendeki özlemin oldu, çok özledim seni...
Zor değil sensizlik, eğer zor dersem sensizliğe bir tarif yapmış olurum ki zor demek sensizliği tarif etmiyor. Sensizliğin bir bir tarifi yok ifade edecek bir kelimede yok ama ben sensizim işte. Sensizim derken sadece durumu ortaya koyuyorum ama bunu anlatamı yorum zaten anlatmak gibi bir çabamda yok aslında anlayacak kimsem yok çünkü hayatımda. Zaten beni en iyi bir tek sen anlardın bir tek sen beni dinlerken merhametle yüzüme bakardın şimdi sensizim beni anlamanı da bana bakışlarını da çok özledim.

Her zaman başın göğe ersin toprak diye tuttuğun altın olsun diye dua ederdin bana belki o duaların ile dimdik ayaktayım şimdi. Sen benden razı gittin bu dünyadan bense sana doyamadan kaldım bu dünyada. Yine yüreğim gibi buz kesmiş bir havada sensizlikle mücadelem devam ediyor. Hayatımda kötülük saçan kimseyi barındırmadım onlarla savaştım ama seni kaybettikten sonra onlarında bir anlamı kalmadı. Sende biliyordun onların kötüye hizmet ettiğini bende biliyordum sana yaşattıkları eziyeti. Sen rahat uyu babam onlarda yaşattıkları yaşamadan ölmezler, sen rahat uyu babam ben senin duaların gibi başım hep dik yüreğim sensizlikle üşüsede...

Sorma babam hiç gücüm yok, yüküm çok ağır ve ayakta duracak halim yok. İçimde. biriktirdiğim o kadar çok kelime varki sana anlatacak bunları biriktirecek yerim bile kalmadı. Dert ortağım can yoldaşım sendin ne ortağım kaldı ne yoldaşım senden sonra, bana kalan kocaman bir yalnızlık ve buz gibi bir hayat. Seninle birlikte en azından var olduğunu bilmek bile bana yeterken şimdi hiç bir şey yetmez hiç kimse senin kadar yakın olamadı bana. Gel desem gelemezsin ama gelsen gelsende gitmesen silsen göz yaşlarımı sensizliğim bitse sessizliğim bitse keşke babam...

Olmasada olurdu denilen insanların arasında olmazsan olmaz dediğim tek sen vardın ama sende yoksun şimdi. Olmazsan olmuyor işte babam. Sen yoksan hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. Seninle geçirdiğim günler gözlerimin önünden gitmiyor. Sen olmayınca olmuyor gülmüyor bir türlü yüzüm eskisi gibi o şen şakrak günleri artık hiç yaşamıyorum. Her günümde seni sadece seni özlüyorum seni her gün rüyalarımda görmek isterken görmediğim her gecenin sabahı güneş bana doğmuyor. Sensizlik her gün daha da ağır bir hal alıyor. Sen rahat uyu babam ben sana geleceğim günlere yaklaşıyorum...
Yaşamaya değer hayat herşeye rağmen denir ya senin yokluğuna rağmen değmiyor. bu hayat yaşamaya. Bu yalnızlık çekilecek çile değil, sensizlik bitecek bir acı değil. Geleceğim yakın zamanda ziyaretine hasretimi yanı ma alıp biriktirdiğim kelimelerim ile birlikte. Ben derdimi doya doya anlatamadım sana dertlesmeye geleceğim senin yanı na. Kimselere diyemediklerim var sadece senin anlayacağın. En önemlisi seni ne kadar çok özlediğimi kimse anlamaz. Geleceğim hiç gitmek istemeden yanından koca koca dağların ardından geleceğim.

Bir şarkı vardı yalnızlığımı anlatan, bir söz vardı acılarımı anlatan, bir film vardı hayatımı anlatan diyebilirim ama bendeki seni anlatan sensiz beni anlatan ne bir şarkı ne bir söz nede bir film var. Benim kimselere anlatamadığım bir yalnızlığım, bir acım, bir sensizliğim var. Benim kimselere anlatamadığım öksüzlüğüm var. Bu bana da yakışmadı o mezar sanada yakışmadı bu özlem ikimizede yakışmadı...

Sessiz çığlıklarımı duyan yok, sensizliğimi anlayan da yok, kimseye derdimi anlatmak gibi bir çabamda yok çünkü beni senden daha iyi anlayan kimse yok. Senden sonra mahkum olduğum tek şey derin bir yalnızlık oldu. Ağlasam gözyaşımın nedenini bilen yok içimdeki ateşi gören yok. İşin özeti benim canımın canı yok gül yüzlüm yok sevdam yok
Seni ne kadar sevdiğimin ölçüsünü anlatmak o kadar zorki. Sorsalar belki şunu derdim, bir serçenin gözyaşı kadar. Evet basit görünüyor ama kim biliyor ki serçeler ağlayınca ölür.
Bir gün gölgeni bile görsem kocaman sarılırım ama yoksun ve bu dünyada hiç olmayacaksın. Kokun burnundan hiç gitmiyor gülen yüzün hep gözlerimin önünde, içinde senin olduğun bir saniye için her şeyi verirdim ama yoksun ve bu dünyada hiç olmayacaksın. Karlar bir örtü gibi kapatıyor üzerini ama altında üşüyorsun diye aklım hep sende bir kere ellerini tutsam ısınırsın ama yoksun ve bu dünyada hiç olmayacaksın. Emaneti teslim edip sana kavusana kadar sürer bu hasret sonra amalar biter bu dünyada ve sen artık hep benimle olursun babam.

Bak senden sonra neler oldu. Güneş artık eskisi gibi aydınlatmıyor günleri, sıcaklığı eskisi kadar ısıtmıyor çünkü sensiz bu dünya çok soğuk. Hiç bir şey eskisi gibi güldürmüyor beni içten, kimse ne şe katamıyor bu onların kabahati değil çünkü benim neşem sendin. Yemeklerin tadı kaçtı, aslında yemeklerin değil ağzımın tadı kaçtı çünkü benim tadım tuzum sendin. Anladım ki ben seninle bir bütünmüşüm, senden sonra ikimizde öldük ama seni gömdüler...

Çok soğuk değilmi? Aslında hiç bir şey sensizlik kadar soğuk değil ve yağan karlar. bile o soğukluğun ortasında yanan yüreğimi söndürmüyor. Şimdi kimsenin olmadığı bir yerde yağan karları seyrediyorum ve her -hücremde sensizliği yaşıyorum. Çaresi olmayan bir dertteyim hani derlerya bir ölüme çare yok diye, bıraktın gittin işte buna çare yok. Kaldım öyle bir başıma sensiz buna çare yok, kimseye anlatamam acımı zaten kimse anlamaz bu acıyı buna da çare yok. Çok seviyorum seni derdim sana, anladım ki çok daha fazla seviyormuşum söylediğimden, sevgimi seninle paylaşmıyorum bunada çare yok...

Uzun günleri tüketiyorum. Sen gidince sanki günler daha uzun bitmek bilmiyor. Anılar gözlerimde bütün gün dönerken sana olan özlemim artıyor. Gözlerine bakarak bir kere sana annne deyip sarılmayı o kadar çok özledim ki. Sen gittiğinden beri adını yaşattığım kızıma bir başka sarılıyorum sanki senmiş sin gibi. Sana sarılmak ise mahşere kaldı sen bekle beni orada ben bulurum seni....

Ne olursa olsun neyi yaşarsam yaşayayım hiç bir şey senin yokluğunun önüne ge çemiyor. Kabul etmek zor zaten edemiyorum. Sen yaşarken de ayrı şehirlerde olduğumuzda yolları aşar gelirdim sana. Sen benim yokluğunu istemediğim tek kişiydin. Şimdi çaresiz kaldım çok uzaklara gittin isteyerek gelemiyeceğim kadar uzaktasın. Beni görüyorsun dualarımı biliyorsun, çok özledim.

Sebepsizce uyandım gecenin en karanlık saatinde. Sensizlik çökmüş yine üzerime. Kalkıp oturdum karanlığı aydınlatan sigara ateşiydi sadece. Farkettim birden sigara ile aramdaki ortak noktaları. Oda bir ateşle yanıp bitiyor bende, onun ateş ini ben yakıyorum benimkini sen, o yanarken duman veriyor bense göz yaşı, yakarsam onun ateşi hiç bitmiyor tıpkı senin bende yaktığın ateş gibi, oda tek başına yanıyor bir sürü benzeri olmasına rağmen bende tek başıma yanıyorum koskoca kalabalıklarda, o ateş onuda bitiyor, bir gün bende sensizlikle yanarken bitip sana kavuşacağım.

Haberi ilk aldığımda ağlayamadım ama başın sagolsun dediklerinde " nolur bir şey yapın gitmesin" diye diz çöküp hüngür, hüngür ağladım. Ben babamın adını mezar taşına yazdıkları günden beri bu yana iyi değilim. Herkes baba diye seslenirken ben ağlamamak için yukarı baktığımda babamın öldüğünü anladım ben. Babam gömülürken kalbimin bir parçasını mezarlıkta bırakıp yaşamaya çalıştım.

Babamın bir ceketi vardı, onu çok seviyordu hep onu giyerdi, giymediği zaman o ceket hep askıda olurdu o ceketin bana verdiği güven mutluluk çocuksu gelirdi. Sonra bir sabaha karşı babam gitti ve o ceket hep askıda kaldı.
" Bazıları babalarının gömleğini ütüler, bazıları ise mezar taşını temizler".

Senin yanında çocuktum senden sonra kaç yaş büyüdüm hesaplayamadım baba, kaç yaşına gelirsem geleyim baba sevgisine ihtiyacım var.

Babamsız 3. seneye ve aynı zamanda babamsız 3. doğum günüme giriyorum, keşke yanımda olsaydın babam. Belki yüz tane derdim var ama omzumda sadece yokluğunu taşıyorum baba. Mutluluktan ağlamam gereken yaşlarda öldüğüm için ağladım babam, sence bu çok ağır değil mi?
Omuzlarım da ölü bir çocukluk var kaldıramıyorum seninle ilgili bir şey konuşulurken boğazım düğümleniyor ağlıyorum hemen, en güçsüz olduğum konu sensin yaralandım baba gelip sana anlatamadım, mezar taşına dert yandım.

"Çaresizlik nedir bilir misiniz ? Çocuk neşesiyle eve gelip babanı evde bulamamaktır."

Ölüm ne kadar garip değil mi?
Bugün yanındasın yarın yok.
Bugün sarılabiliyorsun, yarın sarılamıyorsun.
Bugün görüyorsun, yarın göremiyorsun.
Bugün kokusunu alıyorsun, yarın belkide alamayacaksın.
Aslında ölüm aniden geliyor, ama hiç gelmeyecek gibi yaşıyoruz .


Ben bu yaşıma geldiysem senin sayende, her günüme şükür ettiysem senin sayende. Dokunmaya kıyamadığım, toprağını gözyaşlarımla suladım babam.


En çok canımı yakan şey, yanımda herkes baba derken ben, diyemememdi senden sonra ne oldu biliyor musun baba? Bir anda dünyaya sırtımı döndüm, umudumu kaybettim herkes vardı sen yoktun. Sensizliğe alışamıyorum çok zor geliyor, çabalamak bile güç istiyor artık kalbimin acıdığını hissediyorum. Seni çok özledim baba kavgalarımızı özledim, mutlu olan anılarımızı özledim, seninle uğraşmayı seni deli etmeyi özledim kısaca seninle olan her şeyi özledim ama gel diyemem çünkü bilirim istesemde gelemezsin .

Babamın sesini unutuyor gibiyim sadece anımsıyorum bu çok zoruma gidiyor . Babamın ayak sesi o kadar sessizdi ki gittiğini duyamadım. " Çiçekler nasıl kokar bilemem ama benim kalbim toprak kokuyor". Baba diyorum bir cevap alamıyorsun, en kötüsü de bir daha baba deyince ömür boyunca cevabını alamamak.

Toprağa emanetsin şimdi baba öldüğünü kabul etmemi istemiyorlar, sana söz veriyorum kalbimde yaşatacağım seni evin şımarık kızı seni daima yaşatacak.


Özlüyorum ama sarılabildiğim tek yer " mezar " ,
hissedebildiğim tek koku " toprak"...

Bazen kafam o kadar karışıyor ki, sanki babam yanımdayken yaşamıyordum. Geriye dönüp bakıyorum bir rüyaydı da uyanmışım gibi gibi hissediyorum. O kadar kötü bir hayata uyandım ki canım çok yanıyor. Gözlerimi kapatıyorum babamla yaşadığım yirmi üç yıl gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiyor. Tekrar uyuyup uyamamak istiyorum. Rüzgarda bir toz olmak, koskoca denizde bir su damlası yada hayatın ellerimizden kayıp gidişi yalnızca bir an , ölüm sadece bir an, sevdiklerimizin ölümü sadece bir an varlar ve yoklar. Bir dakika bile satın alamazsın, alamıyorsun. Babamı bir dakika bile görebilmek için nelerimi vermezdim canımı bile verirdim. Bir kaç bir şey var ona söylemek istediğim, söyleyemediğim mesela onu çok sevdiğimi. Zaten ben sevdiğimi söylemek konusunda biraz ketummuşum sonradan anladım.
Küçükken yola çıktığımız da "baba neredeyiz?"
derdim ve etrafa tabela olmasa da babam mutlaka bilirdi muhteşem bir şeydi bu . Şimdi etrafıma bakıp kayboldum diyorum.
Baba duyuyor musun neredeyim ben?




Yıllardır yanı başımdaki camide sela okunurken isim kısmına gelince, " hiçbir şey anlaşılmıyor" derken o gün sadece isim kısmını anladım iyi uykular babam.

Babamın küçük prensesiydim ben, sonra bir sabah gökyüzü çöktü üstüme bir daha nefes alamadım. Ben " babam soğuğu sevmez" dedim koltukta üstünü örterken, " babam soğuğu sevmez" dedim, morgun kapısında ağlarken.

İnsan her şeye alışır diyorlar ya, aslında öyle değil.
Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun. İnsanın babasının yokluğuna kaç kişi alışır ki? Alışamaz sadece katlanır.
Babamın ölüm günü anlatılınca herkesi susturuyorum onları dinlemek istemediğimi zannediyorlar ama ben dinlersem nefes alamıyorum bir kere değil her anlatıldığında kalbime bir şey saplanıyor, ve bu acıya daha fazla dayanamıyorum.
Bazı gidişler insanı çok yaralıyor. Kalbim, ruhum acıyor, nefes alamıyorum sanki göğsümde bir şey var içimi o kadar çok sıkıyor ki öleceğimi zannediyorum. Kimseye bir şey anlatamıyorum anlatsam kimse anlamıyor çok yorulmuş hissediyorum yaşamak çok zor geliyor. Sanki ruhum ölmüş ama hâlâ bedenim yaşıyor zaman hiçbir şeyi çözmüyor aksine daha da kötüleştim. Gelmeyecek birini beklemek çok zormuş herkes gider derdim ama babamın gideceğini aklıma hiç gelmemişti.
Baba demek; yutkunamadığın koskoca acı demek,
Baba demek; gidişini kabul edemediğin her gece rüyamda görürüm, sarılırım umuduyla uyumam demek . Ömür boyu kapanmayacak açık yara demek.
Baba demek; yetim kalmak demek, hayat demek, koskoca çınar demek.

Öyle bir acı bırakıp gitti ki babam, nefes alamıyorum ama yaşamıyorum içimde kocaman bir boşluk, dışarda hiçbir yere sığamıyorum. Ne olurdu ki, " Babaların mezarı kızlarının yanına alacağı kadar büyük olsaydı" .
En çok uzakları sevdim ben babam, o uzaklardan belki bir an olsun gelirsin diye varlığıyla dünyamı cennet eden, her anımda şükrettiğim adam, sol yanım, huzurum, kalbim. Yokluğuna sabretmek öyle zor ki...
Ben çok zorluklar gördüm ama babam hepsinin çaresini bulurdu. Hiçbir şey yapamaz beraber yapamadık diye güler geçerdik. Ben babasızlığımla, tek başıma kaldım ben bunla baş edemiyorum içimin acısı geçmiyor 3 yıl geçti acım aynı.

İçimde hiç bitmeyen bir umutsuz sen babam, gelemeyeceğini bile bile hep bekledim ve bekleyeceğim baba. Ben hiç gömmedim ve hiç unutmadım seni . Ben seni anmadan, benim sana içim yanmadan geçmedi hiçbir günüm. Çok özledim sol yanım çok özledim babam...

Bazı tarihler, bazı zamanlar hiç geçmiyormuş, mıh gibi aklında kurşun yemiş gibi kalbinde kalırmış.
Bir öteye gidemediğim tarih '28.11.2020' ömür götürdün.
" Tarih, zaman ne olursa olsun , bendeki tarih hep senin toprak olup, benim öldüğüm gün babam".

Babama Sen hastanede ölümü beklerken Gözlerinde korku vardı Ben sanıyordum ki "Ölüm korkusu" Yine yanıldım ya Babam, Meğer bizi bir daha görememe korkusuymuş.
Babam Eskiler hep derdi ya
"Yel essin kokusu gelsin" Çok özledimm Yel essin de Kokun gelsin Babam.
İnsan"Babasının ter kokan gömleğini özlerim” Çok özledim
Babam Unutamazsın ama alışırsın diyorlar doğduğumdan beri yanımda olan her gün sesini her gün gördüğüm babam bir anda yok olmasına nasıl alışırım.
Yetmezmi bu ayrılır babam. Günler geçti, aylar geçti hatta yıllar geçti. Sen bizden ayrı bu kadar çok kalamazdın, gel ki
yüreğimdeki bu acıda geçsin. Babam Bu gece müsaitmisin... Aklım sende kalacakta Gittin biliyorum
ve bir daha olmayacaksın
Kalbimi sorma...
O hep sende kaldı.
Akıl perişan fikir firarda babam gideli kalbimde kanar kapanmayan yaralar.
Eyyy benim gülen yüzüm günümü aydınlatan güneşim canım babam sen gideli karardı dünyam güneşe hasret kaldı bu sefil perişan can.
Babamdan sonra Ben hiç mutlu olamadım Hiç kendime gelemedim Hiç hayal kurmadım Bazen o kadar güzel gülüyorum kii Ben bile gerçekten Mutlu olduğuma inanıyorum....
Ben babamdan sonra babasızlığın ruhumda açtığı boşluğa bütün hayatımı geleceğimi gömmeyi öğrendim.
Babamı toprağa o toprağıda yüreğime koydum babamdan sonrası yok nasıl anlatayım bu yoklukta yaşamanın verdiği utancı.
Babayı Zarif hatırlamak da güzeldir, Sevgiden ağlamak da güzeldir, Sevgiyi hissetmek de güzeldir, Sevilerek kaybetmek de güzeldir, Değer görmek de güzeldir, Değerle gitmek de güzeldir, Bir çiçeği hayatta tutan Sevgide güzeldir, Sevginin kokusu çok güzeldir..
Babamm Önceden arardın Nasıl olduğumu bilsen de Sesini duymak istedim der Sonra susardın ya Yine arasana Babamm Nasılsın deme Senden sonra hiç iyi değilim Sadece hissedeyim Telefondaki sen olduğunu. Babamm
Aklıma geldi biliyor musun...
Hani elimden tutupda
yol boyu giderken mırıldanarak şarkı söylerdin Şimdi o şarkıları
Son ses dinliyorum
Ama sen duymuyorsun
Yoruldum artık
Babamm
Beni yoran hayat değil
Sensizlik yordu
Yokluğunun ağırlığını
kaldıramıyorum artık
Yaşamaktan değilde
Seninle yaşamak isteyipde
Yaşayamadıklarım
Acıtıyor kalbimi.

Babamın öldüğü gün herkes akraba komşu tanıdık evimize toplanmıştı onlar konuşuyorlardı ama ben sadece olan biteni sessizce izliyor hala babamın ölümüne inanmak istemiyordum Hastaneden cenazeyi aldığımızda ayaklarım yerden kesilmiş nefesim tükenmiş vücudumdaki kan çekilmiş gibi hissettim Gözümün önünden babamla olan geçmişim film sahnesi gibi geçiyor ben sadece babam diye avazım çıktığı kadar tüm dünyaya içimdeki acıyı duyurmak istedim Benim için artık Babam cümlesi olmayacak kimseye sarılıp Babamm diyemeyecek ama biliyorum biz Babamla Birgün yine kavuşacaz.
Beyaz sana çok yakışırdı babam beyaz bir gömleğin vardı sen onu giyince çok hoşuma giderdi taki o gün seni beyazlarla gördüğümde ilk defa beğenmedim babam...
Seni soruyorlar ama ben ne diyeceğimi bilemiyorum...
Öldü desem dilim varmıyor yok artık desem kendime kızıyorum ben bir türlü yokluğunu kabullenemiyorum... Geçmiyor bir türlü...
Ne yokluğunun verdiği acı Nede son günlerinde çektiğin acının acısı...
Hastalığı grip gibi zannederdim gelir geçer derdim ama senin hastalığın seni benden aldı
Çok acı çektin ama hiç belli etmedin Babam
Rabbim şimdi seni yanında dinlendirsin...
Çocukluğumda babamın işten geldiği akşamları hatırlıyorum da Zaten yorgun gelirdi yemeği yedikten sonra oturduğu köşesinde uyuya kalırdı Çay demleninceye kadar sesimi çıkarmazdım uyusun dinlensin derdim sonrasında gider usulca dokunur uyandırırdım çayımızı içerdik oturur gülüp eğlenirdik Derler ya güzel günler unutulmaz diye
Ben seni hiç unutamadım.
Baban gidince ne oluyor biliyormusun...
Nazlanacak kimsen olmayınca anlatamadıklarını yüreğine hapsediyorsun
Acıların gözlerinden akıyor Susuyorsun ama sustuğun cümleler yoruyor seni Uyumak istiyorsun ama bir daha uyanmamak üzere uyumak istiyorsun. Babam beni duysaydı ona beni kör kuyuda merdivensiz bıraktın derdim elimi uzatıp çıkacak kimsem yok baba bu kalabalıkta yapayalnızım tek başımayım derdim.
Öptüğüm o ellerin toprakmı oldu babam sanma ki unuttum seni bitsede yasım senden sonra dışım bahar içim hala kışı yaşıyor. Hani derler ya; "Baba ocağı" diye bir yer vardır Girdiğin vakit huzuru iliklerine kadar hissedersin Hiç kapanmayacak gibi gelir Ama birgün "Baban ölür" Hep olacak sandığın o evin kapısı 3 kuruş için satılır Ve tüm geçmişin yok olur, aynen öyle oldu Geçmişim yok oldu. Babam. Özledim bee, Artık ağlama diyorlar
Sensizlik zor Babamm bunu bilmiyorlar
Aldığın nefesi varlığını bilmek yeterdi bana
Şimdi sen yoksun ya daha çok yoruluyorum Babamm
Canım yanıyor Babamm üzüyorlar beni
Sen yanımda olsaydın sımsıkı sarılırdım sana
O zaman geçerdi tüm yorgunluğum
Kimse üzemezdi beni Babam.
Gökyüzüne bakıp Rabbime
Neden aldın babamı diyecek oluyorum
Vazgeçiyorum
Verende sevdirende alanda
Rabbimdi Babamm... Babamın aldığı nefesin
kokusunu bilirdim.Giydiği gömleğin ter kokusunu bilirdim Meğer insan Canı bildiği insanda kendini bulurmuş Öyle özledim ki kokunu Babam. Seni özlerken babam ya içimin kemikleri kırılıyor yada burnumun direği sızlıyor özlemin çok ağır geliyor bu kalbime... Bir kere sarılsam Kokusunu hissetsem Babamm deyip Sevdiğimi özlediğimi haykırsam sanki geçecekmiş gibi bir acı taşıyorum yüreğimde.
Babamın son giydiği montu bende saklıyorum ve kokusu gitmesin diye az az kokluyorum. Şimdilik idare ediyorum ama o koku biterse birkez daha yıkılıcam biliyorum...
Babamla ilgili durum yapınca "Sadece senin baban ölmedi abartma paylaşıp kendini üzme artık yeter" diyenler oluyor... Ben size yani en yakın bildiğim insanlara bile anlatamadığımı paylaşıyorum içimi döküyorum... Kimse imtihan olmadığı acıyı konuşmasın. Acısına alış unut artık ölenle ölünmez diyorlar Öyle kolay olmuyor ki çay bardağını rafta görüyorsun gözlerin doluyor her içtiğin çay o kursaktan geçiyorda nasıl geçiyor ama
parçalaya parçalaya.. En sevdiği yemek önüne geldiğinde gözyaşları içinde yiyorsun.. Bir mekana gittiğinde babamla
gelmiştim deyip gözlerin dalıp
gidiyor ve o an yaşam duruyor..
Şimdi söylesinler nasıl takılmadan
nasıl yok sayarak devam edicez..
Hasretimsin Babam.

Her gece uyumadan önce el açıp Rabbime yalvarıyorum "Babamı cennetinde ağırla o benim dünyada hiç üzmedi sende kabir azabı verme Allahım"
Yanımda olmasanda dualarımdasın Babam.

Babam Kış geldimi havalar soğumaya başladığında Öksürüğünde çoğalırdı ve ben öbür odadan duyardım Ve kolay kolayda geçmezdi Bak yine bir kış daha geldi geçiyorda Ama ben öksürüğünün Sesini bile özledim.

Yine iyi olmadığım kendimi güçsüz çaresiz ve çocukluğumda olduğum gibi sahipsiz hissettiğim bir geceyi yaşıyorum... Ağlamak istiyorum ama gözümden yaş gelmiyor artık gülmeyi zaten beceremiyorum... Her insanın imtihanı vardır ya kimisinin imtihanı sağlık olur kimisinin işi olur kimisinin ise ailesi olur o yüzden hep derler Rabbim imtihanını kolaylaştırsın diye ama benim imtihanım o kadar ağır geliyor ki bir yanda kendimi hiç bir yere sığdıramamış olmam bir yanda kendimi sahipsiz hissetmem ama en ağırıda sevdiklerim... Gitmek istiyorum ama gitmek istediğim yer şehir değil birileri değil ben kendimden gitmek istiyorum kendimden uzaklaşmak istiyorum ama nolur ya Kafam benimle gelmesin kurtulmak istiyorum bu düşüncelerimden en çok da kendimden....

Babam Fotoğraflarına bakarken Gözyaşlarımdan olsa Ekran bulanıklaşıyor O kadar çok özlemişim ki Nefesimin kesildiğini Hissediyorum.
Babam Hiçbir laf söyletmezdi bana "Karışmayın ben ona güveniyorum derdi" Babamm vefat etti Üzerine toprak atılışını gördüm Şımarıklığımı Çocukluğumu o gün Babamın mezarında bıraktım.

Siz hiç en sevdiğinizi kaybettinizmi?
Hiç gecenin bir yarısı Ellerinizi başınızın arasına aldınız mı? Hiç Çöktünüzmü bir köşeye? Ayaklarınızı taşıyamaz oldumu bedeniniz? Aklınızı kaçacak diye korktunuzmu hiç?
Babamdan sonra yaşadıklarım.

Evimde herkesi ağırladım Misafir ettim de Babamla oturup Karşılıklı bir çay bile içemedim Özlediğimsin Babam.
O gün
"Babamın cenazesinde"
Çok güçlü durdum ama O günün gecesinde İlk defa içimin ağladığını Vucudumdan birşeylerin koptuğunu hissettim.
Bazen susmakta
"Duadır" Çünkü sessizliği birtek "Allah" bilir 66 Sustuğum cümlelerim Duamsın Babam.
Yardım et Babam Kafamdakiler Yüreğime ağır geliyor Çok yoruldum.
Babam Kimsenin haberi yok ama Özlemin içimi öyle bir yakıyor ki biraz daha kendime gelmezsem kim varsa hepsi
"Cenazeme gelecek”.
Babanızı kaybedince sizdede oldumu? Yıllar geçiyor Acısına alıştım diyorsun ama aslında o acıyla yaşamayı öğreniyorsun alışmıyorsun.

Ben geldim Babam Oysa en çok Korktuğum yerdi "Mezarlık" Şimdi ise Hergün geldiğim Senin yanında olduğum için
Huzur bulduğum yer.
Fotoğraflar çok acımasız
babam aynı karede
gülerek çekilmiş okadar
çok fotoğrafımız var ki
senle ama hiç biri kokunu
sesini vermiyor bana
Yetmiyor babam yetmiyor
fotoğrafların yetmiyor
bana artık..

Babam El öpmeye eve değil de Mezarlığa gidince anlıyormuş insan Kandil akşamı
“Yetim kalmanın ağırlığını”
Babamm
Bak yine bir
"Kandil akşamı"
Ama sen yoksun Ben şimdi Kimin eşiğinden geçip Kimin ellerinden öpüp Duasını alacağım.

Babama sesleniyorum ama uyanmıyor Kalk diyorum yine tut elimden bırakma çocuk gibiyim sana muhtacım diyorum ama duymuyor Ben Babamı hiç ölmeyecek zennederdim ama ölüm diye bir gerçek varmış girdiği evi darma duman edip dağıtıyormuş Babam öldükten sonra ne kardeş kaldı ne akraba ne komşu meğer Baba evin direği derlerken o kadar.

Babamın bu dünyada herşeye gücü yetti herşeyin üstesinden geldi benim gözümde dağ gibi adamdı ama o yıkılmaz sandığım dağ gibi çınarım Covid'e yakalandı yenildi... Sonrasında benim için hayat yeniden başladı sanki ben çocuktum babamdan sonra büyümüşüm gibi hissettim sanki yaptığım herşey doğru yanlış düşünmeden yapardım babamdan sonra düşünür oldum meğer babam benim güvenimmiş sığınağımmış arkamda kollayanımmış hayatta yaşamam için herşeymiş... Babanız yaşıyorsa ne olur gidin sarılın varken kıymetini bilmeyenler ölünce toprağına sarılıyor...
ACI AMA KENDİMDEN BİLİYORUM.
Ben yaşamadığım ne varsa
Babamı kaybettikten sonra yaşadım
Ölen birinin elbiselerini toplamanın
verdiği acıyı ben size ölsemde anlatamam.

Babam,
Sen gittin ve bir daha gelmeyeceksin Ama bana sorsan ben hep o tarihteyim.
Bedenimde 30 kemiğin kırıldı Ömrümden 30 yıl geçti Ama bir senin gittiğin tarih ilerlemedi bende.
Baba evi diye bir yer var ama İçinde sen yoksun işte.
Öyle zor ki sensizliğe alışmak Çok yoruldum babam Hoşçakal demedin Allah'a emanet ol demedin Bensiz ne yaparsınız diye hiç düşünmeden Öyle sessizce çekip gittin işte babam

Sen oku kendi ayaklarının
üstünde dur çeketimi satarım
herşeyimi satarım
diyen Babam, yok şimdi
Sana ihtiyacım Var Babam.

Yaşımı mı soruyorsun gözyaşımı mı?
Yaşımı soruyorsan eğer BABAM öldükten sonra hiç büyüyemedim ben..
Yetim kaldı hep bu yürek..
Gözyaşımı soruyorsan eğer hiç kurumadı bugüne dek..
Ne bir umudum kaldı geleceğe dair ne hayal ne de dilek...

Hani 40 gün sonra 39 mum söner biri ömür boyu yanardı sen gidince babamm oysa çok zaman oldu neden hala
40 mum yanıyor yüreğimde o zaman..

Babamdan sonra Sanki ölüme bir adım daha yaklaşmış gibiyim korkularım çoğaldı yalnızlığı hisseder gibiyim yarın ne olacak düşüncem kalmadı ansızın gülmeler ve sebebsiz ağlamalar oluyor ama en tuhafıda içime yumruk gibi oturmuş bir acı var çıkacakmış gibi ne sızlıyor nede kanıyor ama hiç geçmiyor.
Babamm Sen yanımda varken Herşeyi halledebilirim hissi Beni elimden tutup Ayağa kaldırıyordu Şimdi ne olacak ya Babam.

Şekerli çay kahve içmeyen biriyim... Fakat Babam gittiği günden itibaren ağzımdaki tat değişsin diye az şekerli olsun dememe rağmen Yok tatsızlık aynı..!
NASILSIN'

Diye Sormuyorsun Ama Ben Yine de Söyleyeyim
Ellerim Üşüyor
Biraz Can Kırıklarım Var Biraz da Kalp Kırıklarım..
Biraz Özlemin
Biraz Kokuna Hasret Kalışım..
Öyle Sensizlikle Avunuyorum Babam.

40 gün değil 40 asır geçse bile Bazı acılar hep kalır Geçecek gibi olur Ama hiç geçmez
Mesela
"Babasızlık gibi"
Tam alıştım dedim

Acısını kabullendim dedim
Ummadığım bir anda
annem babamın telefonundan beni aramış Babam arıyor dedim oturdum bi anda ağladım açamadım ellerim titredi
bir kez daha öldüm.
Hiçbirşey eskisi gibi Olmuyor olmayacakta İçten kahkahalarım yok artık Neyin var neyin var diyorlar Babam yok Babam yok diye Bağıramıyorummmm Babam diye arayanım yok!!! Yokluğuma alışamıyorum babam.
Bazı seneler on yaş birden büyüyebilirsin derlerdi bana Ama sen gittiğin gün benim tüm senelerimin sebebi oldun Geçireceğim
tüm seneleri bedelini fazlasıyla büyüdüm Babam.
Başkaları öldüğünde üzülen babam bu akşam evlerine ateş düştü derdi.. Ama bilmiyordu ki sabah evinde yaptığı son kahvaltının akşamına kendi evine ateş düşeceğini...
Bir insan bir insanın sesine sarılabiliyormuş bu hayatta bunuda öğrettin Babam.

Ne eksiğin var diye soranlara babamla yarım kalan hikâyemiz derim.
Ne gitmeseydin de eksikliğim olurdu Ne de yarım kalmayan hikayelerimiz olurdu seninle babam. Aradan günler geçti,
Aylar geçti,
Yıllar geçti,
Ama içimdeki,
Babam yarası,
Hiç geçmedi,
O hep sızlayacak.

Ben Babamla değer buldum,
Babamla sevmeyi öğrendim,
Babamla gülmeyi öğrendim.
Herkesin yokluğuna alıştım
fakat bir tek Babamın yokluğuna alışamadım.

Yürüdüğüm sokaklarda
Arıyorum kokunu
Gelirsin diye, Hep yollardayım
Geri dönersin diye
Hep bekliyorum
Sahi
Geri gelmeyecek misin baba?

Hayat işte
Babamın hayaliyle yaşatıp
Hasretiyle öldürüyor
Her yaşayan sağ sayılmazki
Diri diri ölüyorum işte.

İnsan kaç yaşında Olursa olsun
Yüzündeki gözyaşını Silince
anlayabiliyor Yetimliğin acısını.
Ben babamın son kez elini tutamadan Son kez yüzünü öpemeden Son vedamı edemeden toprağa koydum.


Bana diyorlar ki neden hep dertli şeyler paylaşıyorsun. Napayım ki hayatım hep güllük gülistanlık geçmediki hep dert hep keder hep göz yaşı.
Biride baba acısı.

Bazen tek ihtiyacın olan şey
Geçmişe gitmektir
Bir daha göremeyecek olduklarımızı
Son kez görmek için
Sahiden geri gelmeyecek mi kaybettiklerimiz?

Yüreğin sıkılıp
Canın yandığında
Anlarsın beni
Bu yaranın adıdır BABASIZLIK...

Sırtımı dayadığım
Dağım yok artık
Başımı okşadığın O ellerin
Şimdi sırtım boşlukta
Bir seslenişin geliyor aklıma
Keşke deyip
Derin bir ahh çekiyorum
Bir tek kelime kaldı dilimde
Çok özledim babam...

Ölüm evine uğramadıkça
Ne demek olduğunu
Anlayamazmış insan
Soğuk bir yüzü öptüğün an
Kalk artık baba dedikçe
Sesini duyuramadığın
O çaresizlik
Ah babam ah bu acının tarifi yok.

Kaybettiğim baban ise O kırk mum hiç sönmüyor Hergün hasretinden Özleminden ciğerin Tekrar tekrar yanıyor Yaşadıkların, yaşayamadıkların İçine dert oluyor.Yemin ederim gülüp geçiyorum Ama
İçimde gözyaşı ile biriktirdiğim
Bir deniz varki
Şöyle bağıra bağıra
Ağlayasım var
Ama susuyorum
Ve bu beni tüketiyor, Babam.

Söyle hafız
Baş edemediği acıyla
Boğulur mu insan
Çırpındıkça kalbi yorulur mu
Bir avuç hüznü kapatmak için
Bir ton yalan tebessüm taşır mı
Özlediği insanın
Acısı ağır gelir de
Dinmeyen ağrıları fazlalaşır mı.

Yüreğimde sensizliğin
Dinmeyen ağrısı var
Yollarına dalan gözlerimden
Yokluğunun yağmurları yağar
Uykusuz gecelere yenik düşüp
Yastığa başımı
Artık yok deyip koymak koyar.
İçim içimi yerken
seni o kara toprağa koydukları zaman
olan biteni çaresizce izledim
O gün vazgeçtim ben herşeyden.
Nefes alamıyorum Duvarlar arasında Sıkışıp kaldım Baba.
Muhabbet etmeyi Çok sevdiğin biriyle Artık İki kelime bile
Edemeyeceğini bilmek
Acıtır insanın canını.
Ben hayatı babamda
severdim O gidince
Bütün heveslerim
Yarım kaldı
Güneşli günlerim karardı
Sıcak havalarım soğudu
Gülen gözlerim yaşardı
Konuşan hallerim
Sessizliğe büründü
Babam varken ben tamdım
Şimdi
Yarımdan bile daha eksiğim.
Artık gelmen için Kapıları değil Rüyalarımı bekler oldum.
Güzel olan herşeydi
Seninle giden
Şimdi bütün hayallerim
Yoksul kaldı
Gittin de içimde
Yokluğunun ateşini bıraktın babam.
Ne olur içimdeki yangını
Hafifletecek bir şey söyleyin bana
Ben bulamıyorum
Avutmuyor beni hiçbir cümle
Ağrım dinmiyor, sızım geçmiyor
Her özledim cümlesinde
Bin kere ölüyorum
Bin kere diri diri gömüyorlar beni.
Ellerin ellerimde

Gözlerim gözde oturmadık
Doyasıya diz dize
Bırakmadı felek bizi babam
Vay babam.
Babam
Senden ayrı kalmak
Zor gelir
Düşündükçe gözlerimden yaş gelir.
Özlemek
Ölmenin yarısıdır babam
Özlediğim için
Ölüyorum yavaş yavaş.

Babam

Senden sonra

Gün ağardı belki Diğer herkes için Ama Benim hayatım Karanlığa büründü Kaç kere ölürdü insan Hayatı boyunca Yaprak gibi oradan oraya Savrulurken Ardında kalan acı Bir bıçak gibi

Benim kimsesizliğimin
Kaçıncı günü bugün
Bu sözleri yazarken
Saplanıyor göğsüme
Tutunduğum dalım kırıldı
Yutkundum her seferinde
Boğazım düğüm dugüm
Yutkunmak hiç bu kadar
Güç olmamıştı
Babam...

Baban giderse
Kalbinin yarısı
Onda kalırmış
Yarım kaldım babam.

Bizler ayrılığın acısını sevdiklerimizi topraga verdigimizde anladık hic kimse demesinki ölenlenle ölünmez diye biz sadece nefes alıyoruz nerdeyiz nasılız yerin altında mıyız üstündemiyiz hic kimse bilmiyor hele topraga sarılıp hasretini içinize çekin anlarsınız.
Belki kendimi kaybederim,belki aklımı kaybederim,belki kendimi bile unuturum ama o günü neler yaşadığımı Ölsem unutmam baba.
Elbet bir gün kavuşucağız baba az kaldı güzel gözlüm.

Arada babalarına sarılan Kızlar görüyorum. Hüzünleniyorum, Buruk bir tebessüm yayılıyor dudaklarıma. Gözlerim doluyor Görmesinler diye başımı egiyorum. Zor, cidden zor..

Ateş Düştüğü Yeri Yakar.
Ne kadar Doğru Bi Söz Degil Mi?
Herkes Kendi Içindeki Ateşi Bilir.
Her İnsanın Yükü De Kendine Göredir.

Bunun İçin Hiç Kimseye Ön Yargı İle Yaklaşmayın. Bilemezsiniz: 0 kişi Neler Yaşadı Ne Acısı Var?

Hala dün gibi aklımda. Bir çığlıktı kopan sanki bağrımdan. Nasıl da üşümüştü yüregim yüreğin BABA... Ne çok ağlamıştım peşi sıra, gözyaşlarım bile yanmıştı içime düsen acının bağırmasından... İnanmak çok zor geldi ilk aylarda...

Belki de veda etmeden gittigin için uzunca bir dönmeni bekledim seni. Sanki kapı aralanacak ve iceri girecekmişsin gibi. Her gece rüyalarm daydın Takım Elbiseli... Çok erkendi be gidişin Baba çok erkendi. Uçurumlar açtı ruhumda."
Ölüm kadar yalnız kaldım yanlızlığımda... "Öldü demeye dilim varmıyor hala., Gitti diyorum zamansızca ve zamanı durdurarak...

Kız cocukları güçlerini babalarından alır babası yanında olan kızı hiç kimse yıkmaz sen yoktun beni yıktılar baba.
Sesini duyduğumda Dünyalar benim olurdu Ya şimdi Sessizliğin içinde
kayboluyorum babam.
Hangi kalemin
Ömrü yeterki babam
Özlemini anlatmaya
Ben Sessizliğimde
Gizledim özlemini
Yazarak anlatamam ki.

Yokluğun gelince
aklıma.Solum yine sızlıyor Babam Ben seninle beraber ruhumuda koydum o tabuta.
Ne yani! Bir daha gelmeyecekmisin yanıma?
Sana sarılıp güven kokmayacakmıyım.
Baba hayat aldımı seni benden yoksa?
O zaman geri versin üşürsün babam kara toprak altında.
Sakın özlenmedin sanma ha. Ben seni cok özledim solumda...
Halen buram buram tütüyorsun burnumda.

Benim yüreğim hasretle yanıyor çünkü ben babamı çok özledim ne mezarı ne toprağı nede taşı beni artık avutuyor ben dertleşmek istiyorum kanayan yaralarımı gostermek istiyorum ben babamın kokusunu içime çekmek sarılmak istiyorum. Baba denince yanan bir yüreğim var kalbimin her atışı sana dua olsun canım babam seni çok özledim
Mekanın cennet olsun
CANIM BABAM.

Doyamadım senin o gül yüzüne Aşığıdım nasihath Sözüne Gurban olurum iki gözüne Ayrılık zamanı Geldimi BABAM..
İçinde babamında olduğu çocukluğumu Çok özledim Kapıdan içeri girdiğinde Koşarak boynuna sarılmayı Ailecek sofrada yediğimiz yemekleri Ben seninle olan çocukluğumu çok özledim babam.
Bu hayatta en çok neyi kıskandım biliyormusunuz birinin benim yanımda BABA deyişini hala da duyduğum zaman kalbim acıyor.
BABAM diye yazdıklarıma paylaştıklarıma bakmayın o kadar zor ki ölmüş BABA'ya (BABA BABAM) diyememek canımı öyle yakıyor ki şuan yazarken bile içim paramparça ağlayarak yazıyorum Rabbim benim gibi olanların yar ve yardımcımız olsun
Ateşlere attın beni be BABAM.

Sabah olunca gözümü her açtığımda aklıma ilk "Babam" gelir Elimi kalbime götürüp "Günaydın Babamm" derim Benim Babam ölmediki Kalbimde uyuyor Kalbimde uyanıyor Benimle yaşıyor. İlk haberini aldığımda "Baban öldü" dediler ya - O an dünya durdu sanki İnsanın kanı çekilir mi İçimin titrediğini hissettim Sonra mı....
Çenemi sıktım, dişlerim kırılacak gibiydi.
Babamdan sonrası hiç olmadı.
Bir daha ben, eski ben olmadım olamadım... Sarılmak isteyipde Sarılamadığın, kokusuna hasret
kalıp koklayamadığın yanında olmasını isteyip ama olmayan biri varsa İnsanın içindeki hasret, o zaman yangın yeri gibi oluyor hasretimsin Babam. Her defasında kızar bağırırdı, olur olmadık tepkiler verirdi ama merhameti tertemiz bir adamdı Kimse anlamazdı onu ama ben Babam kızarken bile ona sevgiyle bakardım bilirdim ki Babam bizim için çabalıyor, bizim iyi olmamız için ömrünü heba etmişti.
Mekanın cennet olsun Babam.




Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
İmkanım olsa şunları tasfiye ederdim dediğin şeyler neler?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.