Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Cellatların Tuzağı: Gazzeye Dayatılan Barış Planının Perde - Sözümoki
29 Eylül 2025, Pazartesi 22:55 · 15 Okunma

Cellatların Tuzağı: Gazze'ye Dayatılan "Barış" Planının Perde Arkası



Bir zamanlar insanlık tarihinin beşiği olan topraklarda, bugün modern zamanların en karanlık trajedilerinden biri yaşanıyor. Gazze, yalnızca bir coğrafi parça değil; aynı zamanda direnişin, acının ve uluslararası diplomasinin çifte standartlarının bir simgesidir. Geçmiş ABD yönetimi tarafından sunulan 21 maddelik barış planı, savaşı sona erdirmek için bir umut ışığı olarak lanse edildi. Ancak bu plan, derinlemesine incelendiğinde, Gazze halkı için yeni bir tuzak, yani "cellatların tuzağı" olma riskini taşıyor.

I. "Barış" Maskesi Altında Vesayet: Planın Tehlikeli Maddeleri

Plan, kulağa hoş gelen "terörden arındırılmış bölge", "yeniden inşa" ve "geçici yönetim" gibi kavramlarla süslenmiştir. Ne var ki, bu kelimelerin arkasında Filistin halkının temel haklarını ve geleceğini ipotek altına alan tehlikeli maddeler gizlenmektedir.

* Yönetim Hakkının Gasbı ve Vesayet Rejimi: Plana göre Gazze, "Filistinli teknokratlardan oluşan geçici bir hükümet" tarafından, ABD'nin kuracağı yeni bir uluslararası kuruluş denetiminde yönetilecektir. Bu, fiilen bir uluslararası vesayet rejimi kurulması anlamına gelir. Hamas'ın yönetimden tamamen dışlanması koşulu, Gazze halkının meşru bir siyasi aktörünü devre dışı bırakarak, halkın kendi kaderini tayin etme hakkını açıkça görmezden gelmektedir.

* Ekonomik Bağımlılık Zinciri: "Ekonomik büyüme planı" ve "indirimli gümrük tarifeleri" gibi vaatlerle süslenen maddeler, Gazze'yi uluslararası yatırımlara ve dış ekonomik aktörlere kalıcı olarak bağımlı hale getirecek bir yapı öngörmektedir. Bu düzenleme, Filistin’in doğal kaynakları ve ekonomisi üzerindeki dış denetimin sürmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.

* Güvenlik Adı Altında Sürekli İşgal: Plan, Gazze'nin güvenliğinin "geçici bir uluslararası istikrar gücü"ne bırakılmasını önermektedir. Bu gücün fiilen hangi küresel aktörlerin kontrolünde olacağı belirsizdir. İsrail ordusunun "kademeli olarak çekileceği" belirtilse de, bu durum, fiili bir işgalin farklı bir formatta ve kalıcı bir şekilde sürdürülmesi riskini beraberinde getirmektedir.

II. Yok Etme Stratejisi: Tuzağın Hazırlandığı Zemin
Bu barış planını doğru okuyabilmek için, onun üzerine inşa edildiği yıkım tablosunu anlamak şarttır. İsrail, Gazze'yi adeta yaşanmaz hale getirmek için sistematik bir yok etme stratejisi izlemiştir:

* Altyapısal Çöküş ve İnsani Kriz: İsrail, su, elektrik, gıda ve yakıt erişimini kasıtlı olarak kısıtlamıştır. 34 hastanenin tamamen yok edilmesi, sağlık sistemini çökertmiş; 927 okul ve üniversitenin yıkılması ise gelecek nesillerin eğitim hakkını gasp etmiştir.

* Ekonomik Hayatın Felci: Onlarca fabrikanın tahrip edilmesi, hammadde girişinin engellenmesi ve nakit paranın bölgeye girişine izin verilmemesi, Gazze'nin yerel ekonomisini tamamen çökertmiştir. Bu yıkım üzerine sunulan "ekonomik büyüme" vaadi, planın ne kadar gerçeklikten uzak ve ironik olduğunu gözler önüne sermektedir.

* Kimliğin ve Hafızanın Silinmesi: Camilerin, kiliselerin, tarihi yapıların ve şehir meydanlarının yıkılması, Gazze'nin hafızasını ve kültürel kimliğini silmeye yönelik bir stratejinin parçası olarak değerlendirilmektedir.

III. Gerilla Savaşı Gerçeği ve Planın Çıkmazı
Barış planı, Hamas'ı devre dışı bırakmayı temel koşul olarak öne sürerken, sahadaki direnişin gücünü göz ardı etmektedir. Hamas, İsrail'in yoğun saldırılarına rağmen direniş ve yıpratma kapasitesini korumaktadır.

* İsrail'in aylarca süren yoğun bombardımanına rağmen, Hamas'ın yeraltı tünel ağlarının önemli kısımlarını yok edemediği belirtilmektedir. Bu durum, örgütün askeri ve siyasi varlığının dayatmacı bir kararla ortadan kaldırılamayacağını göstermektedir.

* Hamas, İsrail'i "kazanılması mümkün olmayan bir gerilla savaşına" sürükleyerek, onu yıpratma ve yeni, daha adil bir müzakere masasına zorlama stratejisi izlemektedir. Dayatmacı bir yaklaşımla sunulan bu tür bir planın, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kapı açması mümkün değildir.

IV. Çözüm Yolu: Dayatma Değil, Adalet ve Egemenlik

"Cellatların tuzağı", Gazze halkını topraksız, yönetimsiz, güvencesiz ve bağımsız bir devlet hayalinden mahrum bırakma riski taşımaktadır. Gerçek bir çözüm, dayatmacı ve sömürgeci mantıktan sıyrılmış, Filistin halkının meşru haklarını ve iradesini merkeze alan bir yaklaşımla mümkündür.

Bu çözüm, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin tanınmasıyla başlamalıdır. Uluslararası toplum, İsrail'in uyguladığı ve planın arka planını oluşturan yok etme stratejilerine seyirci kalmamalı, aksine adaletin ve uluslararası hukukun gerektirdiği sorumlulukları üstlenmelidir.

Unutulmamalıdır ki, bir halkın direnişi fiziksel olarak kırılmaya çalışıldığında, onur ve özgürlük talebi daha gür bir sesle haykırılır. Gazze'de yaşanan, bir toprak kavgasından çok daha fazlasıdır; bu, insan onuruna karşı işlenmiş bir suça karşı verilen direnişin destanıdır.

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Kadınların çalışması konusu hakkındaki düşüncelerin neler?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.