Cinsellik Konusunda Doğru Bilinen Yanlışlar
Geçmişten beri önemli bir konu olan cinsellik konusunda, yanlış bilinen bazı şeyler ve geçmişte düşünülüp halen geçerli olan yanlış inanışlar mevcut. Bunların en önemlileri de cinsiyet ve cinsel roller üzerine kurulmuş olanlar. Cinsellik ve cinsel hayat konusunda erkek ve kadınlar arasında farklar olduğu bazı kesimler tarafından kabul gören bir düşünce. Ancak, olayın aslına inildiğinde aslında biyolojik farklılıklardan başka değişen hiçbir şey bulunmuyor.
Erkeklerin cinsel ilişkiye her zaman hazır olduğu ve bunu her zaman istediği düşünülür. Bu da, ister kadın isterse erkek olsun bu düşüncedeki insanları bir şartlanma vaziyetine getirir. Erkeğin cinsel isteğe her zaman sahip olduğunu düşünmek, onun duygularını, beğenilerini ve zevklerini yok saymaktır.
Diğer bir inanış ise, kadınların cinsel isteklerinin az olduğu yönünde. Bu düşünce de yanlış. Bu düşünce yüzünden kadınlar, cinsel istek duydukları için kendilerinden utanabilir, kendileri hakkında kötü düşüncelere sahip olabilirler. Hatta cinselliği sadece görev olarak yaşamaları gerektiğini bile düşünmeye başlayabilirler. Toplumumuzda kız çocukları, kadınların cinsel ilişkiden zevk almadığı ya da almaması gerektiği yönünde eğitildiğinden, geleceklerinde bu durumda kendi istek ve ihtiyaçlarını göz ardı etmeleri büyük bir ihtimal. Kadınlar da erkekler kadar isteklidir ve en az erkekler kadar zevk alırlar. Bunda yanlış olan bir durum yoktur, yani her şey biyolojiyle alakalı, bedenlerimiz cinsiyet gözetmeksizin bu şekilde programlanmış.
Başka bir yazımda daha bunlar gibi birçok yanlış bilinen durumu sizler için kaleme alacağım. Bu önyargılar ve yanlış inanışlar, bireylerin toplum içerisinde kendilerini kısıtlamalarına, özellikle kadınların bu alanda erkekler kadar söz sahibi olamamalarına sebep oluyor. Toplum ne derse desin, cinsel dürtüler ve haz yakalama isteği, herkesin sahip olduğu şeylerdir. Bu durum, ergenlik döneminden başlayarak ileri yaşlara kadar devam eder. Cinsiyet bu konuda farklılık yaratan bir unsur değildir.