Çoğul bir uzaklık bu.
Varlığı derin bir soluk.
İnce ince rendelenmiş iki yaka.
Bir araya gelmeyi bekleyen.
Bir miktar acımasız ,
Bir tutam içerde.
Üstümde ezilmiş çimen kokusu.
Gökteki kuşlar sabır bahanelerim.
Ağız dolusu sussam şimdi.
Neyi ve ne kadarını hallederim ?
Bir şeyleri beklemenin kayrası,
Sönük yıldızlar gibi titrek.
Ve gece tek başına hüzünlü bir denklem.
Ah hatırlayış ,
İnsan nasıl dayanır bunca şeye ?
Yarım kalmaya ayarlanmış bir saat , devrik.
İçinde bir katran, göğsü delik.
Bir oda dolusu düşte var düşüşte.
Hem bulutları dağıtan ,
hem bulutlara çıkaran ,
Mavi bir ilişme bu.