Neckar nehrine bakarken,  
Torunum Lina sordu:  
"Oma, warum weinst du?(Büyükanne neden ağlıyorsun?) 
Gözlerimde yansıyor:  
- Serakib'in yıkık evleri  
- İstanbul'un hüzünlü limanı  
- Bükreş'in karlı parkları  
Heidelberg Kalesi'nden  
Düşen güneş ışığı,  
Mezar taşlarımızı ısıtıyor.  
Babamın kitabesinde yazar:  
"Hier ruht ein halbes Herz" (Burada bir yarım kalp yatıyor)
Bilmezler ki; 
Öteki yarısı,  
Fırat'ın sularında yüzüyor!  
Ey Heidelberg! 
Sen ki bize öğrettin:  
Heimat (vatan)  
Bedenlerin değil,  
Ruhların gömüldüğü yerdir!*  
Her sabah eski köprüden  
Bir taş atarım nehire:  
Biri i Serakib,  için
Biri İstanbul,  için
Biri Bükreş..  için
Taşlar dibe çökerken
Bilirim:
Artık hüzünlerimiz  
Deniz olacak!