Uyu uyan, değişmez bazı şeyler. Bir derdin varsa, bir yürek yangının, sıkar şah damarını. Canını almazda, can çekiştirir. Uyurken uykunda, uyanıkken gözlerindeki yaşınla. Bazen düşünürsün "NEDEN BÖYLE" "NEDEN HEP BEN"... Sorularına cevap arasın. Sonra da cevap aradığınla, karışırsın sorular yağmuruna. Bulamazsın; çünkü insanlarla mükaşa ederken nasıl ki hep onlar haklı çıkıyorsa, kendi muhasebenden de öyle çıkaracak zihnin seni. Ve sonunda "BENİM EN BÜYÜK HAKSIZLIĞIM DÜNYAYA GELMEK" diyerek iç çekeceksin. Zaman akacak avuçlarından. Saçlarına beyazlar düşecek. Yüzündeki çizgilere bakıp, hangisinde kimin emeği geçti sayamayacaksın bile. Şimdi derin bir nefes çek içine. Buz kesen havanın soğunu ciğerlerinde hisset. Yaşamak böyle bişey. Gelene geçene... Her şeye bir nefeslik itibar gösterip kenara bırakmalısın. Yoksa...
Yoksa omuzlarına yük, boğazına dert yüklersin. Boğulursunda sana kimse nefes olmaz.