Doğduğum mevsimin 23'ü
Asfaltlı yoldan uçurumlara akan bir virajlı yol...
Bir an son oldum, kayboldum.
Ve bir beş sâniye, yok oldum.
Çınlamalar tuttu kulaklarımı,
Başa çıkamayan cam yarıkları.
Etrâfımda sessiz bir uğultu.
Soğuktan buz tâneleri akıyordu, yığın yığın.
Kalbim hançer gibi keskin,
Nereye baksam delecek gibi ,sessiz.
Puslu havanın,
Issız gecesindeyim.
Bir vuruş, tam kenar dilberi.
Sustu, konuşması derîn.
Sustu, anlaması mühîm.
Sustu...
Sustu ve yok oldu.
O vuruş, bir an delirme sahnesi,
Kalmanın ölüm hikâyesi.
Patlayacak aklında olan anılar,
Ve delirecek yaşanmamış dünyâlar...
Şuan törpüdo gözündeyim.
Bir vuruş daha,
Amansız bir vuruş.
Kemiklerden sızan derin bir yara...
Parçalanmış diz kapağından bir uğultu...
Sessiz olun!!!
Derîn bir uyku...
Parmaklarımdan boşalan kırıklar.
Camın tuzla buz oluşu,
Sarsmanın ölüm korkusu,
Üstüm başım toz bulutu.
Durun, kalkmayın!
Yersizce duran vicdâna...
Gözlerim ilk defâ buğulanmadı,
Ölümü sevmenin verdiği huzûr olmalı...