Rabbim,
kendimi Sana şikâyet etmeye geldim.
Dilime dolanan sözlerden değil, kalbimde biriken suskunluklardan geldim.
Anlatamadıklarımı bilen Sensin; gecelerin içime çöken ağırlığını, gülüşlerimin ardına sakladığım yorgunluğu en iyi Sen görürsün.
Rabbim,
ben kendimden yoruldum.
Sabret dedikçe içimde taşan sızıdan, güçlü görünmeye çalıştıkça daha çok kırılan tarafımdan yoruldum.
Beni incitenleri değil, incinmeye bu kadar açık olan kalbimi Sana şikâyet ediyorum.
Bazen doğru bildiklerimle yanlışlarım birbirine karıştı.
Hangi adımın kader, hangisinin nefsim olduğunu ayırt edemedim. Dua etmeyi bildim ama beklemeyi beceremedim.
Affet, Rabbim…
İmanım vardı ama acelem ondan büyüktü.
Rabbim,
yüküm ağır geldi omuzlarıma.
Herkese dayanak olmaya çalışırken
kendime sığınacak bir yer bulamadım.
İçimden geçenleri anlatacak kelimelerim tükendi, gözyaşlarım bile susmayı öğrendi.
İşte bu yüzden geldim kapına; çünkü başka hiçbir kapı Seninki kadar açık değil.
Kalbimde kırıklar var, Rabbim.
Bazen kendimi affedemediğim yerler…
Beni ben yapan yanlarımı ihmal ettiğim için kırgınım kendime.
Ne olur, kalbimin bu dağınık hâlini rahmetinle toparla.
Beni bana bırakma, Rabbim.
Nefsimin hoyratlığına, dünyanın geçici alkışlarına beni emanet etme.
Ayağım kaydığında elimden tut, yanıldığımda yolumu kaybettirme.
Kırıldığım yerde kin değil, olgunluk büyüt kalbimde.
Rabbim,
bana değiştiremediklerime sabır,
değiştirebileceklerime cesaret,
ikisini ayırt edecek feraset ver.
Azla yetinmeyi değil, şükürle yetinmeyi öğret bana.
Eğer gecikiyorsa dualarımın cevabı, beni cevapsızlığa değil, hikmetine razı eyle.
Gecenin uzadığını hissedersem,
sabahın mutlaka geleceğini kalbime hatırlat.
Rabbim,
kendimi Sana şikâyet etmeye geldim ama Sen dertlerimi dinleyen değil, dertlerimi dindiren ol.
Beni yormadan arındır,kırmadan düzelt.
Ve ne olur,
kalbimi Seninle doyur; çünkü kalbim
ancak Sana sığındığında huzur buluyor.
Âmin.