Bir duvar karşımda Kaya gibi sağlam,kayadanda sağlam.Ve ben oturmuş saatlerce o duvara kendimi anlatıyorum.Beni anlaması için.
-Duyuyor musun beni duvar,beni anlıyor musun,bak bende açtığı yaralar bunlar,bak işte canım tam olarak bu kadar çok yanıyor,beni sarıp sarmalayıp yaralarımı iyileştirir misin duvar?
Ses yok!
-Hey duvar sana söylüyorum duymuyor musun beni ,hadi ama lütfen çok acıyor kalbim.
Ses yok!
-Duvar lütfen,çok yorgunum artık yaşamak bile istemiyorum,nefes alamıyorum n'olur gör beni duy beni lütfen duvar!
Ses yok!
Ve
BAMMM!
Duvarı yakıp yıkıyorum,beni mahfeden ,yaralayan,kanatan,bende açtığın yaraları iyilestirmesi için yine ona yalvardığım duvarı paramparça ediyorum.Vurdukça kendime geliyor ,iyileşiyorum.En sonunda yıkılıp gidiyor duvar önümde.O kadar küçükmüş ki oysa ,onu gözümde büyüten benmişim meğer.Ezip geçiyorum o duvarı, attığım her adımda kalbimde çiçekler açıyor.Ben durmuyorum yürüyorum, duvarı arkamda bırakıp yürüyorum.
İşte hayatınıza bin bir heves ile aldığınız insanlarda böyledir.Birer duvar.Onlara boşuna yalvarmayın,sizde açtıkları yaraları kapatmaları için merhem dilenmeyin.Kapatacak olsa yarayı açmazdı.Korkmadan duvarı yıkıp geçin.Kalbiniz çiçek açsın.