Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Enkaz ve Elhamdülillah - Sözümoki
18 Ağustos 2019, Pazar 09:47 · 565 Okunma

Enkaz ve Elhamdülillah

O günün akşamı kardeşimi aradım. Arabamı satmasını, parayı bana göndermesini söyledim. Nedenini sordu; onlara burada kalacağımı söyleyemedim...
Heyecanlıydım. Seher'le aynı yerde olmak, aynı havayı solumak benim için cenneti andırıyordu. İkimiz de çok mutluyduk. Konuyu ablasına açmıştı. Ablası inanmamış olacak ki benimle konuşmak istedi:
"Kız kardeşimle dalga geçmiyorsun değil mi?"
Ona: "Ben onu çok seviyorum. O benim bahar gözlüm. Onu üzmek bir yana, onun için kendimi feda edebilirim," dedim.
Ablası ciddi olduğuma kanaat getirmiş olacak ki: "Akşama ikiniz de bize gelin," dedi.
Bir taraftan sevinç, diğer taraftan korku içindeydim. "Ya ailesi beni istemezse? Onu bana vermezlerse?" diye düşünüyor, içten içe nefesim daralıyor, kalbim sızlıyordu. Seher: "Korkacak bir şey yok. Gönlünü ferah tut, ben seni kimselere bırakmam," diyerek beni teselli ediyordu.
Sabahın erken saatlerinde kalkıp hazırlandım. Beraber otobüse bindik.
"Ablam akşam yemeği için gelmeni rica etti," dedi.
"Çok heyecanlıyım. Bilmiyorum, içimde acayip bir tedirginlik var," dedim.
"Korkma, ben de orada olacağım. Yanında olacağım," diye cevap verdi.
Üniversiteye varmıştık – harabe demek daha doğru olurdu sanırım.
Yıkık beton yığınları arasında mücadele eden insanlar... Gıpta edilesi bir direnişti bu.
Selman Hoca beni diğer öğretmenlerle tanıştırdı. Hepsi cana yakın ve mütevazı insanlardı. Bana camı ve çerçevesi olmayan küçük bir oda verdiler. İçeri girdiğimde hüngür hüngür ağladım. Kendi okuduğum lüks üniversiteyle burayı kıyaslıyordum. Zenginlik ve şımarıklık içinde okuyan bizler, eğitimin gerçek anlamını bu insanlardan öğreniyorduk. Her birinin geleceğe dair hayalleri vardı – tabii sağ kalabilirlerse...
Burayı görünce ne kadar muazzam şartlara sahip olduğumuzun farkına vardım. Her tarafın resmini çekip arkadaşlarıma gönderdim: "Elinizden geldiğince gençlere gösterin," diye yazdım.
Odadan çıkıp etrafı gezerken Seher geldi.
"Ne o, ağladın mı?" dedi gülümseyerek. "Biz alıştık, sen de alışırsın. Gel, sana yaralandığım yeri göstereyim."
Birlikte dershane bölümüne doğru yürüdük.
İşte bu enkaz altında kaldım... Ve ilk defa seni ne kadar sevdiğimi o karanlıkta anladım," dedi gözleri dolarak. "Ellerime camlar batmış, umudumu kaybetmiştim..."
Sonra yüzünde bir tebessüm belirdi:
"Ama şükürler olsun, şimdi yanımdasın. Aynı enkazın gölgesinde sana, seni ne kadar sevdiğimi haykırıyorum. Bu benim için bir mucize. İyi ki varsın ve iyi ki yanımdasın... Seni seviyorum, hem de çok!"
İlk defa bu kadar uzun konuşmuştu. Her cümlesinin sonuna "Elhamdülillah..." ekliyordu. O konuştukça içime tarifsiz bir huzur doluyor, ona ne kadar âşık olduğumu bir kez daha anlıyordum. O gün, mutluluğun içine karışmış bir hüznü de tatmıştım...
İşim bitince beraber çıktık. "Akşam geç kalma!" diye seslendi arkamdan. Otobüse binerken öyle mutluydu ki... Bıraksalar bağıra bağıra haykıracaktı sevincini. Ama hepsini içinde yaşıyordu; bunu bir tek ben biliyordum.
Demek ki insan;
Ele tutuşmadan da yakınlaşabiliyor,
Öpüşmeden de yaşayabiliyordu aşkı.
Bizimki öyleydi işte.
Sadece bakışlarımız...
Kaleme döksen,
Kırık camlar üstüne yazılmış bir destan olurdu...

قصيدةٌ في حُبٍّ تحتَ الأنقاضِ
في أرضِ الحربِ، حيثُ الموتُ يَسكُنُنا،
زَهرٌ نَمَا، عشقٌ في القلبِ يُحيينا.
عيناكِ بحرٌ، فيهِ الروحُ تَسكُنُ،
وصوتُكِ همسٌ، بِهِ الدنيا تُلبينا.
جامعةُ الحُبِّ، لا جُدرانَ تَحويها،
بينَ الرُّكامِ، قَصائِدَ العشقِ نُلقيها.
يدٌ لَم تَلمِسْ يداً، روحٌ لِروحٍ تَندَمِجْ،
قبلةٌ في النَّظراتِ، قِصَّةُ عُمرٍ نَرويها.
يا حُبَّاً أشرَقَ في ليلي الدامسِ،
يا قَدَراً كُتِبَ، في قَلبي الحارسِ.
لا خوفَ بعدَ اليومِ، ما دمتِ جانبي،
فأنتِ الروحُ، وأنتِ نبضُ أنفاسي.

(Savaş diyarında, ölüm bize yuva kurmuşken,
Bir çiçek büyüdü, kalbimizde aşk canlandı.
Gözlerin bir deniz, ruhum onda saklı,
Sesin bir fısıltı, dünya ona karşılık verdi.
Aşkın üniversitesi, duvarlar onu kuşatamaz,
Yıkıntılar arasında aşk şiirleri söyleriz.
El ele değmeden, ruh ruha karışır,
Bakışlarda bir öpücük, bir ömürlük hikaye anlatırız.
Ey karanlık gecemde doğan aşk,
Ey yazılmış kaderim, koruyucu kalbimdeki.
Bugünden sonra korku yok, yanımda oldukça,
Sen ruhumsun, sen nefesimin atışısın.)

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Hukuk devleti kelimelerini 6 yaşında bir çocuğa nasıl anlatırdın?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.