.....
Elimiz de olmadan sevdiklerimizin canını yakarız, asıl bütün mesele şu dilimiz de hep olmadık yerler de
Bize ait olmayan cümleler kurmaya bayılır. istemeyiz elbette bunu daha kendi yaramızı
saramamışken nasıl olur da bir başkasının acısına dahil ederdik kendimizi o zaman daha da acımasız
olmaz mıydım? imkansız bir sevginin pençesin de boğulurken eski bir tanıdık gibi usulca geçtin yanımdan, sanki hiç gökyüzündeki yıldızlara bakmamışız gibi sanki hiç sarılmamış, şiirler okunmamış
gibi bu bir savaş mıydı yoksa sınav denilen şey şuan yaşadığım şey miydi..
kazanmak yahut kaybetmek sen ki bütün harflerin birleşimiydi sefalar getirirdin cümlelerime, bütün sözler senin adına
yazılmıştı sanki nefes alış verişlerini hissederdim virgül koyduğum satır aralarına
“sen ki bütün kelimelerin en anlamlı
olanıydın ama yarım kaldın cümlelerim de”
biliyorum hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmayacak bu masalın mutlu sonu asla olmayacak. Bir döngü bu
devam edecek belki depremler yaratacak can alacak can verecek son nefesini mutluluktan bilecek
acısını da o enkazın altında hiç görünmeyecek çırpınmaya devam edecek. zaman geçecek üstünden
ama o yara izi hep bir lekeymiş gibi kalacak üzerinde ve yine zaman geçecek yara kabuk bağlayacak
ve yine zaman geçecek kabuklanan yaranın yerini kara bir leke alacak acısı gidecek elbet ama anısı
hep orada sana hiç bir zaman unutturmayacak tek bir çizik her aynaya baktığın da gördüğün koca bir
delikten başka bir şey olmayacak zaman her şeyi alıp götürecek ondan, bundan, senden, bizden
Sen kaçmak istedikçe karşına çıkacak acıların yüzleşmeye hazır ol kazanman için iyi olman gerek...
........