Uzun uzun dinledim,
Seher vakti gelen papatyaları.
Bembeyazdı, geçen gecenin inadına.
Yaprakları örtmüş, karanlığın siyâhına.
Mumlar yakılmıştı.
İçimizdeki mumlar.
Sabaha kadar yansın diye,
Asılmıştı ağaçlardaki lambalar.
Gecenin pusulasında,
Şaşmasın pusulamız.
Yeryüzünde ki zincirlere inat,
Saşmasın!
Bu denli meltemi,
Neden özlemez ki insan?
Kalbinin odaları ferâha ereceği vakti,
Neden beklemez ki?
İşte zorluk bundandır.
Gecenin zifiri karanlığı değildir yara.
Kendini bulamamasıdır,
Bu yalnızlık dara.
Her şey burada başlar.
Geceler, kendini anlama sanatıdır esâsen.
Çiçekler, senin için döküldüğü zaman,
Yapraklarını döker.
Unutma!
Sen gün doğusunda,
Güne açan çiçeksin.
Şu meltemi özleten,
Bir meleksin...