Ve bende gidiyorum.
Şikayette etmiyorum ama geride bıraktığım onca emek zoruma gidiyor. Artık yol benim yolum ve bu yolu ben seçtim. Seni mazimde derin bir yara olarak bırakıyorum. En çokta anılarımın içine gömmeyi seçtim. Çünkü orası senin için daha güzel mezarlık. Özleyeceğim belki.. Ama yine de gitmek zorundayım anlıyor musun? Oysa en çok sende bulmuştum kendimi. En çok senin yanında kendim gibi hissediyordum. Hayallerim hep güzeldi. Hepsi "senli-benli" idi. Sen aklımı aldığında yüreğimi hissetmiştim. Doğrusu bir daha denk gelir mi bilmiyorum. Vazgeçmek çok zordu. Sabır etmekte bana göre değildi ama zorundaydım. Keşke sonucu güzel olsaydı. Bende kangren olmasındansa yüreğimi kesip attım.
Seni ve sana dair her şeyi kışa gömdüm. Karların altına süpürdüm. Ve o karlar eriyince gönlümde senden de eser kalmayacak bende. Umudum o yönde. Ayağa kalktım, üzülünce kambur durduğum için kızardın bana. Şimdi dimdik yürüyorum. Kendi başıma verdiğim en zor karar belki de bu. Ama bak ben daha güçlüyüm. Her şeye rağmen ayaktayım ve yürüyorum. Sensiz yürüyorum ve belki birazda sessiz. Olsun. Biraz daha fazla içiyorum ama geçici sanırım bu durumda. Mecalim kalmadı seninle yürümeye. Sen tökezlediğim yerde destek olmak yerine sırtını döndün. Sana sarılmam için değildi, değil mi? Mektup yaz. Buram buram kağıt koksun. Mürekkepte gözyaşı damlaları olsun. Benden satırlar olsun. Ruhum serpilsin her satırına. Kokun sarsın her harfini. Çünkü o mektup gerçek sahibine hiç ulaşamayacak ve özleyecek. Olsun . Bende sana şimdi bir mektup yazacağım.
Sevdiğin olursa bir gün ona sarıl ve bırakma. Bana döndüğün gibi sırtını dönme.Ben senden gittim sen hep bende kalacaksın.