Güneşe hiç sahip olmamış bir dünya düşün,
Karanlık alışkanlık olur, ışık unutulur.
Ne umut yeşerir, ne çiçek açar,
Her şey yarım, her şey donuktur.
Oysa biz güneşi gördük,
Kalbimizde ışığın ateşi yanar.
Bir kıvılcım bile yeter,
Binlerce karanlığı boğmaya.
Ama gölge gibi peşimizde yürüyenler var,
Gözlerinde kıskançlığın karası,
Sözlerinde zehrin susmayan sesi,
Dost gibi görünür, düşman gibi bakar.
Güneşe kavuşmak isteyen her yürek,
Önce gölgesini tanır,
Kimin gerçek, kimin sahte olduğunu,
Zamanın terazisi tartar.
Bırak gölgeyi, çıkar yolundan,
Karanlığa yük taşıma artık.
Bir adım ışığa, bin adım umuda,
Her engeli kıracak kudret sende saklı.
Çünkü karanlığa alışan gözler,
Işığın değerini göremez.
Ama sen bilirsin:
Güneşe hiç sahip olmamış bir dünya,
Asla hakikatin yurdu olamaz.
O yüzden sil etrafından gölgeyi,
Bırak sadece ışıkla yolunu çiz.
Çünkü gölge taşıyan insan,
Yüreğine zincir vurur sessiz.
Ve unutma,
Işığa yürüyen, karanlığı geride bırakır.
Güneş kalbine doğduğunda,
Hiçbir gölge, sana hükmedemez artık.