Topla kırılmış her bir parçanı,
Paramparça olmuş umutlarını,
Ve ardında kalan sessiz öfkeleri.
Duaya gidelim,
O kapının önüne ki kimse anlamaz bizi,
Ne dost, ne sevgili, ne de gece yarısı rüzgarı…
Sadece O bilir, her kanayan yanımızı,
Ve her kırık sözcüğün ağırlığını.
Yoruldun değil mi?
Hep aldandın, hep yıprandın,
Ve kimse görmedi acını,
Kimse duymadı sessiz çığlıklarını.
İşte şimdi, dizlerimiz taşır fırtınayı,
İçimizde biriken öfkeleri,
Ve gözlerimizden süzülen ihanetin tuzunu.
Ama dua ederken
O fırtına diner,
Ve kalbimiz yeniden başlar sessiz bir direnişe.
Hadi yüreğim,
Al her kırılmış parçamızı avuçlarına,
Ve bırak ilahi bir merhametin içine.
Çünkü sadece Allah
Anlar bizi,
Ve sadece O
İçimizi doldurur sessiz bir huzurla.
Kalk, yüreğim!
Artık kimseye boyun eğme,
Ne boş sözlere, ne yalancı gülüşlere,
Ne de sahte merhametlere.
Ona git, O’na aç kalbini,
Ve bırak tüm acılar erisin ilahi bir ateşte.
Hadi yüreğim,
Kırık her parçan seni anlatıyor,
Ama unutma:
Her kırık, sonunda bir diriliştir.
Her yara, sonunda bir kudrettir.
Ve her sessizlik, sonunda bir çığlığa dönüşür,
Ama sadece O duyar, sadece O anlar…