Akşamın loş avuçlarıyla sıvazladığı camlardan süzülürken hüzün,
Bir yalnızlık türküsüdür çalınan, tenhalığın mızrabında.
Sen gideli, zaman öyle ağır ki,
Sanki her saniye bir asra gebe...
Ellerim boşlukta arar seni,
Rüzgârlara tutunmuş bir çığlık gibi.
Geceler, uzak bir diyardan gelmiş cellatlar misali,
Yüreğime çöker, kanatır sessizliği.
Mektuplar yazdım yarısı yırtık kâğıtlara,
Her biri bir umut, her biri bir vedâ.
Belki bir gün bulur seni,
Diye fısıldadım kırık mürekkeple.
Ey hasret! Sen ki,
Gülüşünü kaybettiğim her dem,
Bir hançersin saplanan kalbime.
Ne ayrılık öldürür beni,
Ne de kavuşma diriltir...
Cefai