Alışamadım...
Anlayamayan düşüncelere,
Ve kalakaldım gecenin ortasında yine tek başıma.
Dağıldım...
Belki demirin pas tutması gibi
Kin tutmaz içim.
Ama yine de kayboldu çiçeklerin içinde gölgelerim.
Anlatırım, anlamazlar.
Söylerim, duymazlar.
Bağırırım ıssız göllere doğru,
Gözyaşlarım dönmesin diye.
Ve bir akıntıya bırakırım,
İçimden dökülen damlalarımı.
Çünkü bir tek içimdeki götürür,
Sensiz kalan yanımı.
Gitme desem olmaz.
Bilirim,
Yanımda kalsan hep bir uzaklara kaçar için,
Bin bir yârınlarına..
Hangi sükûta koşmalıyım Şeyhim!
Beni anlamayan gecenin sokaklarına mı?
Bir tanesine girsem oradan çıkamıyorum,
Hepsinin sonu uçurum,
Bir yere konamıyorum.
Uçmak istemiyorum Şeyhim!
Koşmak dâhi istemiyorum.
Sâdece yürümek istiyorum,
Issız sokakların lambalarında...
Beni anlayanları istiyorum Şeyhim!
İçimi okuyanları...
Göz bebeklerime baktıklarında,
Neyi isteyip neyi istemediğimi bilmelerini istiyorum sâdece.
Ya da en güzelinden,
Beni, bana bıraksınlar Şeyhim.
Dokunmasınlar bana, yansıyan ışıklarıma.
Açmasınlar içimi,
Boşaltmasınlar kötü düşüncelerini.
Kendi kuytularına çekilsinler,
Ve benim okyanusuma dokunmasınlar,
Nôlur...