Huzur, bâzen usulca yağan yağmurun sesi,
bâzen de umutla semâya ulaşan
duânın neticesidir.
Bâzen dolu dolu gözlerle kaldırdığın
başın, hüzün çökse bile yüreğinde
mutluluğu hissettiğin yerdir.
Attığın her adımda onu andığın ve
adımların bittiğinde secdeye
kapandığın yerdir.
Duâ ise, kalbinin merhâmetine değen iyiliğin,
vicdanını sızlatan sevginin ışığıdır.
Hicrân ateşiyle küle dönen bir âşığın
dermânıdır.
Şükret ey dost!!!
Duânın da huzûrun da kapısı buradan geçiyor...