Bana huzur veren artık bir canlı değildi.
Yağmur damlaları, kitabın tozlu sayfaları, toprağın içime çekmekten bıkmayacağım muazzam kokusuydu..
İçimin derinliklerini benden izinsiz alıp götüren, yanmış küllü geçmişimi rüzgarlarıyla savurup alıp silen doğa..
İşte bir tek beni o anlıyordu.
Unutturuyordu.
Bir tek sorgulamadan beni dinleyen oydu, içimi yağmurlara döktüğüm de ruhumun sesini duyan oydu.
Bana ihanet etmeyen tek oydu.
Ve ben bir tek ona inanıyordum.
Fakat ihanet hala yaşıyordu.
Ve ben bir tek onu anlamıyordum.