Bir gün, son kez uyanacaksın,
Ve haberin bile olmayacak.
Son defa bakacaksın aynaya,
Kendi gözlerini tanıyamadan.
İnsana kaç kaldı?
Bir nefes mi, bir kalp çarpıntısı mı?
Yoksa suskun toprağın
Çiğnenmeyen sabrı mı?
Dünya, ardında eğlenmeye devam edecek,
Sen susarken, saatler gülecek.
Bir çocuğun kahkahası,
Senin yokluğunu bile bilmeyecek.
İnsana kaç kaldı?
Bir kahve yudumu mu,
Yarım bırakılmış bir cümle mi,
Yoksa hiç söylenmemiş bir "seni seviyorum" mu?
Ve aslında,
Her an azalan bir sermayeyiz.
Ömür, çürüyen bir ekmek gibi,
Kendi küfünü gizleyemeyen.
İnsana kaç kaldı?
Hiç kimse bilmez,
Ama herkes hisseder:
Kendi sonunun ayak seslerini.